Esas No: 2020/1878
Karar No: 2020/3647
Karar Tarihi: 10.07.2020
PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma - örgüte bilerek isteyerek yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1878 Esas 2020/3647 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/1878 E. , 2020/3647 K.
"İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.02.2020 tarih ve 2020/18013 sayılı yazısı ile; PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma ve örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18/11/2019 tarihli ve 2017/4434 soruşturma, 2019/1450 esas, 2019/534 sayılı iddianamenin iadesine dair Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/11/2019 tarihli ve 2019/344 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2019/751 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Her ne kadar şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin toplanması gereken bir kısım delilin eksikliğinden bahisle,"...Bu şekilde, her ne kadar şüpheliler hakkında Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçlarından cezalandırılmaları istemiyle mahkememize yönelik söz konusu iddianame düzenlenmişse de, söz konusu iddianamenin yukarıda belirtilen hususlar yönünden eksik düzenlendiği, bu hususlar araştırılmadan kabul edilebilecek bir iddianamenin kişilerin ""lekelenmeme hakkı"" na da aykırılık teşkil edeceği, son yasal düzenlemelerinde ""lekelenmeme hakkına" ayrıca önem atfettiği görülmekle ve yapılan soruşturmalarda şüphelilerin aleyhine olduğu kadar lehine olan delillerinde toplanması gerektiği anlaşılmasına karşın, şüphelilerin beyanlarında geçen yine yukarıda yer verilen hususlar araştırılmadan düzenlenen söz konusu iddianamenin 5271 sayılı CMK"nın 170 ve 174/1-b bendi ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir...." şeklindeki gerekçeyle iadesine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 21/03/2019 tarihli ve 2018/7658 esas, 2019/4059 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun"un 174/1.maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun"un 170/2.maddesinde yer alan, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca
Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması karşısında, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/02/2020 gün ve 94660652-105-13-357-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II- OLAY;
Güvenlik güçlerince yapılan operasyon neticesinde tespit edilen ve süreçte teslim olan örgüt mensubunca da PKK silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanıldığının beyan edildiği içerisinde yaşam malzemeleri, örgütsel dökümanlar ve mühimmat ele geçirilen sığınakta, ele geçen malzemeler arasında yer alan bir kısım ilaçların ... adına ... tarafından 05.09.2014 tarihinde tanzim edilen reçeteyle ... Eczanesinden alındığının tespiti üzerine, arşiv araştırmalarında örgütle iltisaklarına dair şüpheli ..."e yönelik iş bu soruşturmaya konu ifade ve teşhis haricinde haklarında başkaca bir beyan ve bilgiye ayrıca adli sicil kayıtlarına rastlanılmayan, süreçte özetle; olay tarihinde sağlık ocağında doktor olduğunu ancak belirtilen reçeteleri kendisinin tanzim etmediğini, süreçte tefrik edilen soruşturma dosyası kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında işlem yapılarak yakalama kararı çıkartılan, Servet adlı örgüt mensubunun Dijvar kod adı ile örgüt mensuplarının kırsalda tedavisini yaptığı, babasının da Amir kod adı ile örgüte silah ve sair malzeme tedarikinde bulunduğu, ... adlı örgüt mensubunun ise Dijvar kod adı ile Tatvan ilçesinde sağlık ocağında çalıştığı ve Tatvan kırsalında faaliyet yürüten örgüt mensuplarının ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemeleri kırsal alana getirerek örgüt mensuplarına teslim ettiği, iğne tedavisi yaptığı ve rahatsızlanan örgüt mensuplarına doktor temin ettiğini ancak doktorun kimlik bilgilerini bilmediğini, görse bile hatırlamayacağına dair hakkında beyanlarda bulunulduğu görülen, işten çıkarıldığını ve sonradan kaçak olduğunu öğrendiğini beyan ettiği ... tarafından işlemlerin yapılmış olabileceğini, kardeşinin o tarihte Karabük"te olduğunu, soruşturmaya esas teşhis tutanağı ve ifadenin iftira içerdiğini beyan eden ancak; örgütün bölge sorumlusu olduğunu beyanla etkin pişmanlıkta bulunan ve beyanlarına istinaden Hizan Bahçesaray karayolu üzerinde düzenek halindeki EYP"lerin bulunarak imha edildiği belirtilen ... kod ..."ın, fotoğraftan Cumhuriyet savcısı huzurunda müdafii bulunmadan yaptığı teşhiste beyanları ile 11.08.2017 tarihli araştırma ve tespit tutanağıda belirtilen sözde örgüt mezarlığında ve akademisinde görev alan Sipan kod adlı örgüt mensubuna ilaçları temin ederek verdiğine dair ifade ve teşhiste bulunulduğu ayrıca süreçte "PT22M14KM" kodlu gizli tanık ifadesi ile de örgüt cenazelerine katıldığı,
Ölek kırsalına giderek terör örgütü mensuplarıyla yiyecek içecek yaşamsal malzeme ve ilaç götürerek görüştüğünün belirtildiği şüpheli ... ile; 03.09.2014 ve 05.09.2014 tarihlerinde öğrenci olması nedeni ile kayıt işlemleri için Karabük"te bulunduğunu, süreçte de 03.09.2014 tarihinde kayıt işlemlerini yaptırdıktan sonra abisi ile birlikte Kocaeline geçtiğini, tedavi olmadığını beyan eden şüpheli ... hakkında yürütülen soruşturma neticesinde; Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/4434 soruşturma, 2019/1450 esas ve 2019/534 numaralı 18.11.2019 tarihli, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından, suç tarihinin 27.12.2015 tarihi ve delillerin ise olay tutanağı, teşhis tutanağı, şüphelilerin ifadeleri, İl Sosyal Güvenlik Müdürlüğünün cevabi yazısı, arama kararı, şüphelilere ait nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm soruşturma evrakı olduğu belirtilmek sureti ile Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesine düzenlenen iddianamesi ile özetle;
23.07.2017 günü PKK/KCK terör örgütüne yönelik güvenlik güçleri tarafından yürütülen operasyonel faaliyetler esnasında yakalanan ... kod ... isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunca şüpheli ..."i fotoğraftan teşhis ettiği ve "şahsın ismini bilmiyorum. Tatvanlıdır. Sipan kod"un milisidir. Şehit Mizgin alanı olarak adlandırılan Yukarı Ölek Köyünde bulunan örgüt mezarlığında Sipan kod ile sık sık görüşürdü. İlaç temin ederek Sipan kod"a getirirdi. Kırsal alanda ihtiyaç duyulan ilaçların listesi Sipan kod tarafından bu şahsa verilir. Şahıs da ilaçları temin ederek Sipan kod"a getirirdi" şeklinde beyanda bulunduğu, teşhis beyanında belirtilen Sipan kod isimli örgüt mensubunun Devrim Akbay isimli şahıs olduğunun ve PKK/KCK terör örgütünün dağ kadrosunda faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği, teşhis beyanı doğrultusunda kolluk kuvveti tarafından yapılan araştırmalarda 27.12.2015 günü terör örgütü mensuplarına ait sığınakta ele geçirilen ilaçların Bitlis İl Sosyal Güvenlik Müdürlüğünce yapılan araştırmada ... tarafından 05.09.2014 tarihinde Tatvan ... Eczanesinden alındığı ve bu ilaçlar ile sığınaktan ele geçirilen ilaçların aynı barkod numarasına sahip olduğu, bahse konu ilaçların ise aile hekimi olan ... tarafından reçete edildiğinin tespit edildiği, eylem birliği içerisinde aynı zamanda kardeş olan şüphelilerin, ... adına bir kısım ilaçları reçete ettikleri ve şüpheli ..."in ise bu ilaçları teşhis beyanında anlatıldığı şekilde PKK/KCK terör örgütü mensuplarına teslim ettiği, sığınak içerisinde ... adına alınmış olunan ilaçların ele geçirilmesinin bu durumu doğrulandığı, ... (K) ... isimli şahsın yaptırılan teşhis ve yer tespiti ile 2 adet EYP toprağa gömülü vaziyette 12 kg"lık tüp ve 30 kg"lık boya tenekesi içerisinde yaklaşık 100 kg"lık EYP" nin tespit edilerek imha edildiği, bu nedenle de ... isimli şahsın teşhisine itibar edilerek suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunan şüphelilerin beyanlarına itibar edilmediği belirtilerek, şüphelilerin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 5237 sayılı TCK"nın 220/7 delaleti ile 314/2, 58/9, 53, 63, 3713 sayılı TMK"nın 5 ve 5271 sayılı CMK"nın 325/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.11.2019 tarih 2019/344 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile özetle;
"1-Şüpheli ..."in iddia olunan eylem kapsamında alınan savunmasında, Tatvan ... Eczanesinden temin edilen söz konusu ilaçlara ilişkin reçeteyi kendisinin yazmadığını, bunları o tarihte yanında çalışan ... isimli şahsın yazmış olabileceğini belirtmesine karşın, bu hususun araştırılmamış ve ... isimli şahsın tanık olarak beyanına başvurulmamış olması,
2-Yine Şüpheli ..."in beyanları dikkate alınmakla; ... isimli şahsın şüphelinin yanında hangi tarihlerde çalıştığı, hangi tarihte işten ayrıldığı, şüphelinin bilgisayarını kullanıp kullanmadığı ve gerekirse bu hususta söz konusu yerde çalışan başkaca tanıklar dinlenilmek suretiyle gerekli araştırmaların yapılmadığı,
3-Şüpheli ..."ın beyanlarında 03.09.2014-05.09.2014 tarihlerinde Kocaeli ve Karabük"te Üniversite kaydı için bulunduğunu hatta bu esnada ağabeyinin yanında olduğuna dair ifadesi dikkate alındığında; şüphelinin söz konusu tarihlere ilişkin hts/baz kayıtları, üniversite kaydına ilişkin gerekli evraklar, yine söz konusu illere ulaşım bilgisi (otobüs vb araçla gitmesi halinde bu hususta bilet bilgisi) gibi hususlar araştırılmadığı,
4-27.12.2015 tarihinde Mutki İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından pkk"lı teröristlere ait sığınakta ele geçirilen ilaçlar üzerinde parmak izi incelemesinin yapılmamış olmasının eksiklik olarak değerlendirildiği,
5-Söz konusu ilaçların temin edildiği yer olan Tatvan ... eczanesinde ve 05.09.2014 tarihinde çalışan kişiler tespit edildikten sonra, bu kişilerin söz konusu ilaçların kime satıldığı hususunda tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmadan ve şüphelilere ait fotoğraflar üzerinden bu hususta teşhis işlemi yapılmadan düzenlenen iddianamenin, kişilerin ""lekelenmeme hakkı"" hakkı da gözetilerek, soruşturmalarda şüphelilerin aleyhine olduğu kadar lehine olan delillerinde toplanması gerektiği gerekçesi ile 5271 sayılı CMK"nın 170 ve 174/1-b bendi ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde iadesine" karar verilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.11.2019 tarihinde özetle; 1 ve 2 nolu iade istemlerine yönelik olarak şüphelinin ilacın yazıldığı tarihte aile hekimi olarak çalıştığı, kamu görevlisi olan şüpheli doktorun kendisine ait sistem üzerinden ve e-imza kullanılmak suretiyle kardeşi adına ilaçların yazıldığı, alınan beyanında ..."un yazdığını değil ""yazmış olabileceğini"" beyan ettiği ancak şüpheli doktorun Sağlık Bakanlığı tarafından kullanılan sistem üzerinden ve e-imza kullanılarak elektronik ortamda işlemin gerçekleştirilmesi nedeni ile beyanına itibar edilmediği, ilaçların yazım tarihinin 2014 yılı olduğunun sabit olduğu ve aradan 5 yıl geçtiğinden tanık beyanına rastlanılamayacağı; 3 ve 4 nolu iade istemlerine yönelik, Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen evraklar incelendiğinde yazılan ilaçların ... eczanesinden şüpheli ... tarafından alındığının belirtildiği, sisteme bu şekilde giriş yapıldığı, ilacın alındığı tarih olan 05.09.2014 tarihinden itibaren 5 yılı aşkın süre geçtiğinden eczanedeki herhangi bir çalışanın tanık beyanına başvurularak teşhise elverişli fotoğraflar gösterilse dahi ilaçları alan şahsı tanımasının hayatın olağan akışına uygun ve insani olmadığı, onlarca müşterinin olması karşısında 2014 tarihinde
herhangi bir ilacı alan şahsı tanıyamacağı, bu eksikliğin yargılamanın esasına teşkil etmediği; 5 nolu iade istemine yönelik olarak ise soruşturmaya konu ilaçların emanette bulunmaması nedeni ile söz konusu eksikliğin giderilmesinin mümkün olmadığının belirtilerek yeterli şüphenin oluştuğuna ve mahkemenin delil değerlendirmesi yapamayacağına dair yapılan itirazının mahkemesince 22.11.2019 tarihli kararla yerinde görülmemesi üzerine, Cumhuriyet savcısının 04.12.2019 tarihli itirazın kabulüne dair mütalaasının teminine müteakip yapılan itiraz incelemesi neticesinde Bitlis 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2019 tarih 2019/751 değişik iş sayılı kararı ile özetle; iade kararında belirtilen sebeplerin yerinde olduğu görülerek itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Soruşturma aşamasında toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu ve delil değerlendirmesinin yapılamayacağına yönelik gerekçe ile yukarıda özetle belirtilen iade kararına yönelik itiraz nedenlerine istinaden kesin kararının kanun yararına bozulması hususunda Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan ihbar ve görüşe müteakip, Ceza İşleri Genel Müdürlüğün 03.02.2020 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesin kararın kanun yararına bozulması istenildiğinden dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1-b maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
KARAR TARİHİNDEKİ MEVZUAT ŞÖYLEDİR
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1)Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2)Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3)Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a)Şüphelinin kimliği,
b)Müdafii,
c)Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d)Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f)Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g)Şikâyetin yapıldığı tarih,
h)Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i)Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j)Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve
tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4)İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5)İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6)İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi;
Madde 174
İddianamenin iadesi
Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 - 5353/27 md.)
(1)Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a)170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b)(Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c)(Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d)(Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2)Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3)En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4)Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5)İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
IV- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir
hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, ... Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
İddianemenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianamedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
"Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan âdeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir...
Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
7188 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gerekçesinde ise;
"Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin iadesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme uygulamada hâkimler ve savcılar tarafından farklı yorumlanmaktadır. "Mutlak sayılan mevcut bir delil" ibaresi dikkate alındığında mahkemelerin iade yetkisinin çok sınırlı olduğu ve mutlak olmamakla birlikte suçun sübutuna etki edebilecek deliller toplanmadan açılan iddianamelerin iade edilemediği görülmektedir. Yargıtay içtihatları da bu yönde gelişmiştir. Bu itibarla, maddeyle yapılan değişiklikle suçun sübutuna doğrudan etki edecek delillerin toplanması sağlanmaktadır. Suçun sübutuna doğrudan etki edecek delil, olayın oluş şekline göre ceza muhakemesi hukuku çerçevesinde belirlenecektir."
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olay tarihinde örgüt mensuplarınca kullanıldığı tespit edilen sığınakta ele geçirilen bir kısım ilaçların bulunduğu reçeteleri kardeşi adına tanzim ettiği tespit edilen ve süreçte hakkında ayrıca teşhis ve beyanda bulunulduğu anlaşılan şüpheli ... ile adına reçete tanzim edilen ... hakkında tanzim edilen iddianamede yer alan olayın anlatım biçimi ve soruşturma dosyası kapsamına nazaran, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu yönündeki değerlendirmede hukuka aykırılık görülmediğinden iade kararı ile bu karara yönelen itirazın reddine dair verilen mercii kararında isabet bulunmamaktadır.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2019/751 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309 maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin icrasını teminen dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.