MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanığın, önceden kasıtlı suçtan hükümlülüğü bulunması nedeniyle 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.10.2012 gün ve 2012/1-405 Esas 2012/1802 Karar Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, her ne kadar iddianamedeki sevk maddelerinde mala zarar verme suçuna işaret edilmemiş ise de, iddianamede fiilin anlatıldığı ve mahkemece bu suça yönelik olarak ek savunma hakkı tanındığı ayrıca Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasında bu suçtan da cezalandırılmanın talep edildiği ve mütalaaya karşı sanıklar müdafilerinin savunma yaptıklarının da tespiti karşısında teblğinamedeki bu hususta bozma isteyen görüş benimsenmemiştir.
Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmamasının infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüş, sanık hakkında aynı Yasanın 143. maddesinin 35. maddesinden sonra uygulanması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında kurulan hümlerin temyiz incelemesine gelince;
Uyap sisteminden yapılan kontrolde sanığın tutuklu bulunduğu Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"ndan 25/04/2007 tarihinde tahliye olduğu ve akabinde 04/08/2007 tarihinde tekrar tutuklanarak cezaevine girdiği, yani sanığın hükmün açıklandığı 14/06/2007 tarihinde tutuklu olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın savunma hakkının kısıtlanmış olabileceğine dair tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
..//.
-2-


Ancak;
Sanığın, yüklenen suçları işlediğine ilişkinin, aralarına husumet bulunduğunu belirttiği diğer sanık ..."un aşamalardaki suç tarihinde beraber olduklarına dair atfı cürüm niteliğinde kalan anlatımları dışında, hükümlülüğüne yeterli hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24/12/2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.