13. Hukuk Dairesi 2019/3884 E. , 2019/9285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı ile davalı ... Teknoloji İnşaat Taahhüt Yatırım Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 25/01/2007 tarihinde davalılarla taşınmaz satımına ilişkin protokol imzaladığını, satış bedeli olarak 73.500,00 TL ödediğini, protokole konu taşınmazın tapusunun 3. kişiler adına kayıtlı olduğunu, bu nedenle davalının protokole uymasının mümkün olmadığını ileri sürerek ödemiş olduğu 73.500,00 TL’nin protokol tarihi olan 25/01/2007 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmada davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalılardan ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden ise davanın kabulü ile 73.500,00 TL’nin dava tarihi olan 02/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Eldeki davada davacı, davalı şirketten taşınmaz satın aldığını, bedelini ödediğini ancak satın aldığı taşınmazın devrinin mümkün olmadığını iddia ederek ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı ise taşınmazın tapusunun halen arsa maliklerinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalının savunmasında bahsettiği Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1363 Esas ve 2013/705 Karar sayılı dosyasının uyaptan yapılan incelenmesinde davalı şirketin dava konusu taşınmazın müteahhidi olduğu anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket mesleki ve ticari amaçla hareket eden yüklenici olup, davacı ise tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, mahallinde müstakil bir tüketici mahkemesi bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, bulunmaması halinde Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile davaya bakılması gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ve davalı şirketin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı şirketin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.766,40 TL harcın istek halinde davacı ile davalılara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.