21. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/12353 Karar No: 2013/3083 Karar Tarihi: 21.02.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/12353 Esas 2013/3083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işverenlerde çalıştığını ve bu çalışmaların Kuruma bildirilmediğini ileri sürerek geçmişe dönük sigorta primleri ödenerek çalışmalarının tespit edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, çalışmalarının davalı işverenlere ait işyerinde geçtiğini kabul ederek davayı kısmen kabul etmiştir. Ancak Yargıtay kararlarına göre bu tür davalarda özel bir ispat yöntemi öngörülmediği için eksik araştırma ve inceleme ile karara varılmamalıdır. Dosyada bulunan belgelerden yola çıkarak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya konulmadığı için kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Ancak davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve Dairenin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
21. Hukuk Dairesi 2011/12353 E. , 2013/3083 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının Mayıs 1996-04.04.2000 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait sigortalı hizmet cetvelinde davacının 04.04.2000 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığı, dava konusu dönemde kayden çalışmasının olmadığı; Adli Tıp raporuna göre, davacının sunduğu, muhasebe dosyası içinden çıkartılan 05.05.1998 ve 01.09.1996 tarihli işe giriş bildirgeleri, muhtasar beyannamesindeki yazıların davacının eli ürünü olduğunun belirlendiği ancak davacının çalışmalarının varlığı hususunda dinlenen tanıkların yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı, buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın varlığının yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir şekilde belirlenmediği anlaşılmaktadır..
Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin olarak celp edilmiş olan dönem bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya konulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ..."e iadesine, 21/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.