Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7302
Karar No: 2013/11460

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/7302 Esas 2013/11460 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/7302 E.  ,  2013/11460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine, 15.10.2002 günlü dilekçesinde ...Köyü 76 sayılı parselin 1939 yılında yapılıp kesinleşen ve Hazine adına tescil edilen orman kadastro sınırları içinde iken, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yer olduğundan, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir. Orman Yönetimi Hazine yanında davaya katılmıştır.
    ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/06/2009 tarih ve 2002/745 - 2009/133 E.K. sayılı ilâmı ile 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş, davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2009 tarihli ve 2009/13107 E.-15377 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanmasına göre, dava konusu taşınmazın kısmen 1939 yılında yapılıp kesinleşerek 3116 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince kamu malı orman olarak Hazine adına tescil edilen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, taşınmaz kısmen 1939 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekipleri bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Kanunun 46/2 ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddeleri gereğince, ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hüküm olacağı, Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazların 05.11.2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/5. maddesi gereğince "fiilen orman olduğunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilmesi halinde, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis ve orman niteliğiyle Hazine adına tescil edileceği] hükümleri gözönünde bulundurularak
    mahkemece işin esası hakkında hüküm kurulması gereğine değinilmiştir. Davalı ... vekili tarafından süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmiş, yine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/04/2010 tarihli ve 2010/5136 E. - 5275 K. sayılı kararıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay bozma kararı sonrası yukarıdaki esasa kaydı yapılan dosyada mahkemece parselin 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmakla, bu tür yerlere dava açılamayacağı ve açılan davalardan vazgeçileceği yazılı olduğundan açılan davanın reddine, dava konusu kayıt üzerine kısmen konulan 2/B şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, davacı Hazinenin harçtan muafiyetine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 720.- TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı ... Yönetimi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, 1939 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1939 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ilk orman kadastrosu ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve 1971 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığın gerekçeye göre; tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir." hükmünün yer aldığı; somut olayda, Hazine tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine göre, 6292 sayılı Kanunun 7/1- a maddesinin uygulanacağı ve buna göre; Hazinenin açılan davadan vazgeçmiş sayılacağının kanunun âmir hükmü gereği olduğu, buradaki vazgeçmenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "davadan feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması ve 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılacak davada, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken davalı lehine 600.- TL vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinde yazılı "davanın reddine" kelimelerinin hükümden çıkarılarak; yerine "Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" cümlesinin yazılmak suretiyle ve hükmün vekâlet ücretine ilişkin 4. Bendinin kaldırılarak, yerine "4 - Her iki taraf lehine ve aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi