15. Hukuk Dairesi 2016/5388 E. , 2018/1247 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında; aralarındaki cari hesaba göre davalıya fason imalât yaptığını, kumaşların tamamının 2013 yılı Şubat ayında teslim edildiğini, bedelin tamamının ödenmediğini, yaklaşık 2 ay sonra defolu kumaşlar bulunduğu gerekçesi ile reklamasyon faturası gönderildiğini, fakat ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların iade edilmediğini, reklamasyon faturasına itiraz ettiklerini, davalıya sipariş veren ... Giyim San. ve Tic. A.Ş."nin taraflar arasında arabuluculuk yaptığını, varılan mutabakat gereği reklamasyon faturasının defterlerine kaydedildiğini ve bunun akabinde reklamasyon faturası bedelinin yarısı bedelli fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, buna rağmen bedelin ödenmediğini ve uzlaşılamadığını beyan etmiş, davalı ise kumaşların bir kısmının ayıplı olduğunu, süresinde ayıp ihbarı yapıldığını ve reklamasyon faturasının davacı tarafından kabul edilerek defterlerine işlendiğini, aralarında ayıplı ürünlerin maliyetinin yarı yarıya katlanılacağına dair anlaşma olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davalıya göndermiş olduğu kumaşların ayıplı olduğu, bu kumaşların faturasına davalının süresi içerisinde itiraz ettiği, aynı şekilde davalının göndermiş olduğu iade faturasına da davacı şirketin itiraz ettiği, faturaların kesinleşmediği, davalıya yarı oranında fatura düzenlenerek bir şekilde mutabakata varılıp ayıplı mal bedelinin 15.740,00 TL olarak kabul edildiği anlaşılmakla bu miktar üzerinden itirazın iptâline, takibin devamına, itirazı iptâl edilen miktar üzerinden taraflar arasındaki ticari ilişkinin faturalara dayandığı, likid olduğu anlaşılmakla davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesi aynı şekilde davacının alacak miktarının 15.740,00 TL olarak mutabakatı doğrultusunda bildiği ancak 31.480,00 TL üzerinden takip yaptığı anlaşılmakla itirazı iptâl edilmeyen kısım üzerinden %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki fason kumaş boyama işi ile ilgili olarak davacının edimini yerine getirdiği, davalıya gönderdiği faturada yazılı işleri yaptığı ve bedeline hak kazandığı
ihtilâfsızdır. İhtilâf davacının gerçekleştirdiği imalâtın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıbın giderim bedeli ile ilgilidir. Dosya kapsamına ve tarafların beyanlarına göre mahkeme gerekçesinde belirtildiği gibi taraflar arasında ayıp bedelinin yarısına katlanılması konusunda bir anlaşma sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmakta ise de ayıplı olduğu ileri sürülen fason boyama yapılan kumaşların tamamı üzerinde ayıpların niteliği ve onarım bedeli konusunda inceleme yaptırılmadan taraflar arasında mutabakat sağlandığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-İcra İflas Kanun"un 67. maddesine göre borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız olması, alacaklının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için de takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Uyuşmazlık, dava konusu kumaşların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise ayıpların giderim bedelinin ne olduğu konusundan kaynaklandığından alacağın likid olduğundan, dolayısıyla borçlunun itirazında haksızlığından, davacı alacaklı da kısmen haklı çıktığından takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan söz edilemez. Mahkemece koşulları oluşmadığından her iki taraf yararına da tazminata hükmedilmemesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek takip alacaklısı yararına icra inkâr tazminatına, takip borçlusu yararına da kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların nerede bulunduğu tespit edilerek HMK"nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile kumaşların tamamı üzerinde keşif yapılıp kumaşların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise giderim bedelinin tespiti ve sonucuna göre hüküm kurulması, kumaşların temin edilememesi durumunda ise bu durumda ayıpların niteliği ve onarım bedeli konusunda inceleme yaptırılması imkânı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi ayrıca tarafların icra inkâr ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinden ibarettir (Emsal Yarg. 15. H.D. 2015/4587 E. 2016/389K. 25.1.2016 T.; Yarg. 15. H.D. 2013/3498 E. 2014/2912 K. 28.4.2014 T.; Yarg. 15. H.D. 2011/90 E. 2011/2933 K. 16.5.2011 T.; Yarg. 15. H.D. 2005/3385 E. 2005/7184 K. 29.12.2005 T.).
Eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporu hükme dayanak alınarak mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.