Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/824 Esas 2012/1578 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/824
Karar No: 2012/1578
Karar Tarihi: 07.02.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/824 Esas 2012/1578 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/824 E.  ,  2012/1578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.07.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davalılardan ..., geçit irtifakı kurulmasını kabul etmiş, davalı ..., fiilen kullanılan yer üzerinden geçit irtifakı kurulmasını istemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, 433 sayılı parsel lehine 434 sayılı parsel üzerinden geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak
    hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Somut olaya gelince; mahkemece 06.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 1. alternatif doğrultusunda kurulan geçit irtifakının davalıya ait 434 sayılı parseli ikiye böldüğü ve böylece taşınmazın kullanım bütünlüğünün bozulduğu anlaşılmaktadır. Aynı raporda 3 nolu olarak gösterilen geçit alternatifinin keşifte inşaatçı bilirkişi bulunmadığından değerlendirilemediği belirtilmiştir. Oysa ki bu alternatifin geçit kurulan 1 nolu alternatife göre genel yola bağlantısının çok daha kısa mesafeli olduğu görülmektedir. Bu sebeple mahkemece kadastro müdürlüğünden dava konusu parseli ve çevre parselleri içine alan en son tarihli paftanın getirtilmesinden sonra yerinde yeniden keşif yapılması ve alternatiflerin inşaatçı bilirkişi tarafından da değerlendirilerek bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan hususun göz ardı edilerek eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 07.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.