Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9652
Karar No: 2013/11441

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9652 Esas 2013/11441 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kadastro tutanağına dayanarak Hazine'nin müdahale ettiği taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan incelemede dava konusu taşınmazların kadastro tutanağına uygun şekilde tescil edildiği ancak kesin sonuca ulaşılamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazların etrafını gösterir belgelerin incelenmesi gerektiği vurgulanmış ve 3402 sayılı Kanun'un 14/1. maddesinde yazılı kısıtlama araştırması usulünce hareket edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
3402 sayılı Kanun'un 14/1. maddesi, kadastro tutanağına karşı itiraz davalarında uygulanacak kısıtlama araştırması usullerini düzenlemektedir. Kanun'a göre, çekişmeli taşınmazların çevresini gösterir belgelerin incelenmesi, hava fotoğrafları ve memleket haritalarının kullanılması gerekmekte ve taşınmazların niteliği, imar-ihya ve zilyetliği gibi konular bilirkişi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmelidir. Ayrıca, kısıtlama araştırması usulünce hareket edilmesi gerekmektedir.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/9652 E.  ,  2013/11441 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... Köyü, 101 ada 25 sayılı parsel 4111,48 m2, 101 ada 20 sayılı parsel 3405,39 m2, 101 ada 22 sayılı parsel 7437,21 m2,101 ada 23 sayılı parsel 242,49 m2 ve 101 ada 24 sayılı parsel 580,60 m2 yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmazlar ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/126 esasında dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde özetle; ... Köyü, Davutlar Mevkisinde sınırlarının belirtiği taşınmazın 992 tarihli 106 nolu vergi kaydına, satış senedine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanarak, davalının taşınmaza müdahalesinin men"i istemiyle sulh hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
    Sulh hukuk mahkemesince, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapılıp taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle dosya görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. ... ve ... 09/07/2001 tarihli dilekçeler ile davaya müdahil olarak katılmış, mahkemece, davacı ... Arı tarafından açılan davanın reddi ile 101 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasıf ile dahili davacı ... adına; 101 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasıf ile davacı ... adına; 101 ada 22, 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasıf ile ... üzerine kayıtlı senetsizden tescil gören taşınmazların 100 dönümü geçmesi nedeniyle Hazine adına tapu siciline tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
    Mahkemece, çekişmeli 101 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına; 101 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına; 101 ada 22, 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlarında 100 dönümü geçmesi nedeniyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmediği gibi, yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; keşifte hazır bulunan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazda imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı açıklanmamış, kadim kültür arazisi denilmiştir. Bu durum, tescile konu taşınmazlarda davacı tarafın yirmi yılı aşkın zilyedliği bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt oluşturmuştur. Dosya içindeki fotoğraflardan çekişmeli taşınmazların taşlı bir yapıda olduğu gözükmesine rağmen, ziraatçi bilirkişi taşınmazlarda taş toprak unsurundan hangisinin hakim konumda olduğu, taşınmazda bulunan taşların imar ve ihyanın henüz tamamlanmadığı, halen devam ettiği anlamına gelip gelmediği hususunu tartışmamıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları da taşınmazların ne kadar zamandır ve ne şekilde davacı tarafından kullanıldığını, imar
    ve ihyanın ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığını belirlemeye yeterli değildir. Ayrıca, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması usûlünce yapılmamıştır.
    O halde; dava konusu taşınmazların etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile Medenî Kanunun 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir uygun ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
    3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi