6. Hukuk Dairesi 2021/302 E. , 2021/1371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kooperatif aidatından ve teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iş bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir. Davacılar yüklenici, davalı kooperatif ise iş sahibidir.
Davacı yükleniciler vekili, davacıların davalı kooperatifin üyesi olduklarını ve davacıların sahibi olduğu şirketin davalı kooperatifin yaptırmış olduğu inşaatın bir kısım işlerini yaptığını, müvekkillerinin aidat borcunun yapılan işlerden düşüldüğünü, ayrıca iş bedeline mahsuben bir dairenin tapusunun verildiğini, müvekkillerinin daha önce teminat senedi verdiklerini, davalı kooperatifin ihtar çekerek bedel talep ettiğini, borçlu olmadıklarının tespiti ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; davacıların yaptıkları işe karşılık kooperatif tarafından biri dubleks olmak üzere iki adet daire verildiğini, davacıların kendi paylarına düşen aidatları ödemediğini belirterek, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Mahkemece davacıların menfi tespit davasının kabulüne, alacak davasının 10.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebin konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde temyizi üzerine Dairemizin 14.03.2018 T. ve 2017/2773 E., 2018/930 K. sayılı ilamı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile “ davacı tarafın diğer temyiz itirazları yönünden; mahkemece davacı yararına maktu vekâlet ücretine hükmedilmiş olup, konusuz kalan teminat mektupları yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen senet bedelleri üzerinden davacı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece yapılacak iş; HMK"nın 266 ve devamı madde hükümleri gereği kooperatif üyeliği konusunda bilgi ve deneyim sahibi bir mali müşavir bilirkişi marifetiyle kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak davacının aidat borcunun bulunup bulunmadığı belirlenmeli buna göre menfi tespit talebi değerlendirilmeli ve davacı yararına teminat senedinin miktarı üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesinden ibarettir" gerekçelerle hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verildiği, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin de yerinde görülmeyerek reddedildiği, mahkemece bozma ilmaına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda “davacının menfi tespit davasının kabulü ile, davacı ..."un kooperatife borçlu olmadığının tespitine, senetten dolayı açılan davanın konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı......San. Tic. Ltd. Şti."nce açılan alacak davasının reddine karar verildiği görülmüştür.
İşbu karara karşı davacılar vekilinin süresinde temyiz kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Yerel mahkemece bozma öncesi verilen kararda 10.000,00 TL alacağın kabulüne karar verilmiş ve tarafların kararı temyizi üzerine Dairemizin 14.03.2018 T. ve 2017/2773 E., 2018/930 K. sayılı ilamı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmekle 10.000,00 TL alacak bozma kapsamında kalarak kesinleşmiş olmasına karşın bozma sonrası verilen hükümle bu alacak kaleminin reddine karar verilmesi hatalıdır.
3- Mahkemece menfi tespit davası kabul edilmiş olup, her ne kadar dava dilekçesinde 57.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmişse de temyiz dilekçesinde 47.000,00 TL üzerinden nisbi harç hesaplanması gerektiği ileri sürülmekle taleple bağlı kalınarak 47.000,00 TL üzerinden hesap olunan nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 10.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.