Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4290
Karar No: 2019/3802
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/4290 Esas 2019/3802 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı şirket tarafından davalı bankada bulunan çek hesabından müvekkilinin talebi olmaksızın bastırılan 50 adet çek yaprağı kaybolduğu ya da çalındığı için uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istenmiştir. Yerel mahkemece davacı lehine 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteği ise reddedilmiştir. Kararda, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın fonksiyonuna uygun olmadığı, davacının zenginleşmesine sebep olabilecek düzeyde olduğu belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise HUMK 440, HUMK 442/3 ve B.K 49'dur.
11. Hukuk Dairesi         2017/4290 E.  ,  2019/3802 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 09/09/2014 gün ve 2014/171-2014/291 sayılı kararı onayan Daire"nin 14/03/2016 gün ve 2015/8056 - 2016/2798 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada çek hesabının bulunduğunu, bu hesaptan müvekkilinin talebi olmaksızın 50 adet çek yaprağının bastırıldığını, basılan bu çeklerin davalı banka nezdinde iken kaybolduğunu ya da çalındığını, söz konusu çeklerin tedavüle girmesi ile üçüncü kişilerin müvekkilinden talepte bulunduklarını, müvekkili aleyhine icra takiplerinin başlatılıp işyerinde hacizler yapıldığını, şirket ortağının ölümle tehdit edildiğini, sebze yüklü şirket aracının yolda iken yakalanarak trafikten men edildiğini, ticari itibari sarsılan müvekkili şirketin aynı zamanda müşteri kaybettiğini, ayrıca yasal yollara başvururken de masraf yaptığını ileri sürerek, 35.000 TL maddi, 600.000 TL manevi olmak üzere toplam 635.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davanın 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Bu kez davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 31,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 15/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, davacı şirket adına bastırılan çek yapraklarının davalı banka yedinde iken kaybolması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
    13.04.2009 tarihinde açılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 35.000.00 TL maddi, 600.000.00 TL manevi tazminatın 13.11.2007 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsili istenmiş,
    Yerel mahkemenin 30.06.2011 tarihli kararı ile isbat edilemeyen maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının ise 6.000.00 TL yönünden kabulüne karar verilmiş,
    Tarafların temyiz istemi üzerine, Dairenin 13.09.2013 günlü kararı ile davacı lehine daha uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Yerel mahkemece bozmaya uyularak bu kez 50.000.00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz istemi Dairece red edilmiş olup, karar düzeltme istemi de sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yazılı gerekçe ile red edilmiştir.
    Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.
    Uyuşmazlıkta uygulanması gereken mülga 818 sayılı B.K 49 maddesine göre, kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar paranın kendisine verilmesini isteyebilir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzur gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonuda olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir.
    O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre tesbit edilmeli, takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Nitekim 22.06.1976 gün 7/7 sayılı ictihad Birleştirme kararının gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkca gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının maddi zararının bulunmadığı kesinleşen karar ile sabit olup, uyuşmazlık manevi zarar miktarına ilişkindir.
    30.06.2011 tarihli kararla davacı lehine 13.11.2007 tarihinden itibaren avans faizi ile 6.000.00 TL manevi tazminata hükmedilmiş iken bozma üzerine bu kez mahkemece manevi tazminat miktar 8 katını geçkin bir miktarda 50.000.00 TL olarak takdir edilmiştir.
    Davacının maddi zararının bulunmamasına, 13.11.2007 tarihnden itibaren hükmolunan manevi tazminata faiz işletilmiş olmasına, B.K 49 maddesi ile 22.06.1976 tarih ve 7/7 sayılı ictihad Birleştirme kararında belirlenen ilkelere göre, bozma üzerine hükmolunan manevi tazminat miktarı, davacının zenginleşmesine sebeb olacak düzeyde ve manevi tazminatın fonksiyonuna aykırıdır.
    Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamının kaldırılarak daha ılımlı, adalete uygun ve makul bir manevi tazminata hükmolunmak üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilemsi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalının karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi