Esas No: 2018/7565
Karar No: 2019/925
Karar Tarihi: 09.01.2019
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/7565 Esas 2019/925 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2018/7565 E. , 2019/925 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a ve 125/4. maddeleri uyarınca, 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kars 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2018 tarihli ve 2017/345 esas, 2018/319 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, 1- 5271 sayılı Kanun"un 226. maddesinde yer alan, "(1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." şeklindeki düzenleme karşısında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/08/2017 tarihli iddianamede, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/4. maddesinin uygulanması talep edilmemiş olmasına rağmen, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin, sanık hakkında anılan maddenin uygulanarak savunma hakkının kısıtlanmasında,
Kabule göre de;
1- Sanık ... hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125/3-a maddesi uyarınca hükmedilen 1 yıl hapis cezasının, aynı Kanun’un 125/4. maddesi gereğince 1/6 yerine 1/4 oranında artırım yapılıp, 1 yıl 2 ay hapis cezası yerine, 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayin olunmasında, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
2- Ek savunma hakkına ilişkin olarak;
5271 sayılı CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinde;
a) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
b) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
c) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
d) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2012 gün ve 13/125-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından biri yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması olanaklı değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında düzenlenen 23/08/2017 tarihli iddianamede TCK"nın 125/4. maddesine yer verilmemesine karşın, yargılama safhasında 29/03/2018 tarihli celse de sanığın üzerine atılı eylemin sübutu halinde hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen CMK’nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilmiş olduğu görüldüğünden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
3- Hesap hatasına ilişkin olarak yapılan incelemede ise:
Sanık hakkında hakaret suçundan, TCK’nın 125/3-a maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası verilerek, suçun alenen işlenmesi nedeniyle aynı Kanunun 125/4 maddesi uyarınca cezanın 1/6 oranında artırılması yerine ¼ artırıldığı, sonuç cezanın 1 yıl 2 ay hapis cezası yerine 1 yıl 3 ay hapis cezası olarak fazla belirlenmesi kanuna aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
a- “1” numaralı istem açısından, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
b- “2” numaralı istem açısından, hakaret suçundan sanık ... hakkında, Kars 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2018 tarihli ve 2017/345 esas, 2018/319 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
c- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, sanık hakkında TCK"nın 125/3-a maddesi gereğince 1 yıl hapis cezasından, TCK’nın 125/4. maddesiyle 1/6 oranında artırım yapılarak sanığın 1 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
d- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 09/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.