Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2605
Karar No: 2021/2011
Karar Tarihi: 23.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2605 Esas 2021/2011 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2605
KARAR NO: 2021/2011
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2016/536 Esas 2019/165 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/12/2009 tarihinde sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın kusurlu olarak kaza yapması sonucunda yaya konumunda olup kusursuz olan müvekkili ...'nın yaralandığını, kaza sonrası müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak şimdilik 50-TL maddi tazminat nedeniyle, 50-TL sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, 50-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150-TL' nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı Yasa' nın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen kazaya karıştığı belirtilen ... plakalı araç için; müvekkil şirketin sorumlu olduğu kısmın müvekil şirketçe karşılanmış olduğunu davacı yana 13/04/2016 tarihinde 19.613,00-TL' nin ödendiğini, davanın ... Sigorta Şirketine ihbar edilmesini, davayı kabul manasında olmamak üzere, müvekili şirketin Sorumluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilelebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davanın 12/10/2018 tarihli harçlandırma tarihli, talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kabulü ile 89.896,79-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 13/04/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirkete sigortalı aracın %5 kusurlu, ihbar olunan sigrota şirketine sigortalı aracın ise %95 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak sigortalı araç sürücüsü %100 kusurluymuş gibi karar verildiğini, bir an için davacının kusurlu olmadığından bahilse müşterek sorumluluğa hükmedildiği düşünülse dahi bu kez ... Sigortanın davacıya yaptığı tazminat ödemesinin mahsup edilmemesi davacının mükerrer tazminat almasına sebebiyet vereceğini, tazminat hesaplaması yapılırken tazminat ödemeleri güncellenerek tazminat rakamından mahsup edilmesi gerektiğini, ancak sadece müvekkili şirketin ödemesinin mahsup edildiğini, ... Sigorta ödemesinin mahsup edilmediğini, ıslah dilekçesi ile arttırılan kısmın zamanaşımına uğradığını, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş olsa bile saklı tutulan hakkın asıl davanın tabi olduğu zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat ve bakıcı gideri bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 26.12.2009 tarihinde, saat 08:30 sıralarında davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü ... yönetimindeki ... plaka sayılı kamyon ile yerleşim yerinde gündüz vakti orta ayırıcı ile bölünmüş ... Bulvarını takiben Hadımköy istikametinden Avcılar istikametine seyir halinde iken olay yeri ışık kontrollü kavşak mahalline geldiğinde istikametine göre sol taraftaki ... Caddesini takiben gelerek bölünmüş yola çıkıp ... istikameti yol bölümüne geçmeye çalışan dava dışı ancak ihbar olunan sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü ... yönetimindeki ... plaka sayılı otobüs ile çarpışmasını takiben , çarpmanın etkisi ile savrulan ... plaka sayılı otobüsün orta ayırıcı kısıma çıkarak burada beklemekte olan davacı yaya ...'a çarpması ve yayanın araç ile üst geçit direği arasına sıkışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı yaralanmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde maluliyete ilişkin eksik ödeme aldığını, geçici işgöremezlik ile bakıcı gideri bedelini almadığını belirterek, HMK'nın 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK'nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı). Davalı vekilinin ıslah zamanaşımına ilişkin itirazı yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 88. maddesinde "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir. Yine 6098 sayılı TBK'nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK'nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır. Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Somut olayda, davalıya sigortalı aracın ... plaka sayılı kamyon ve sürücüsünün de ... olduğu poliçe ceza dosyası ve kaza tespit tutanağından anlaşılmıştır. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza mahkemesinde ATKdan alınan kusur raporu aynı doğrultuda olup, davalı araç sürücüsü tali kusurludur. Ancak hükme esas bilirkişi raporunda araç plaka numaraları ters yazılmış, davalı tarafça itiraz edilmesine karşın Mahkemece de gerekçeli kararda rapor gibi hatalı belirtildiği görülmüştür. Ancak yukarıdaki açıklamalar gereği zarara sebebiyet veren her iki aracın, zarar görene karşı müteselsilen sorumlu olduklarından ( davacının da kusuru bulunmadığı nazara alındığında ) ve davacılar vekilinin talebinde kusur oranından da söz etmediğine göre zararın tümünü talep etmesinin B.K.'da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) ancak davadan önce ihbar olunan sigorta şirketince de ödeme yapıldığı halde, ödemenin güncellenerek indirim yapılmadan hesaplanan tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekili istinaf itirazı bu yönden yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi