13. Hukuk Dairesi 2012/27497 E. , 2013/21572 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ile davacı ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat olduğunu, davalı ... vekili olarak...1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/74 esas sayılı dosyasını takip edip sonuçlandırdığını, diğer davalının ise davalı ...’nin oğlu olup, ücret sözleşmesinde kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, davanın 28.04.2009 tarihinde lehlerinde kesinleştiğini ancak 27.09.2010 tarihinde azledildiğini, ücret sözleşmesine göre şufa davasındaki dava konusu taşınmazların gerçek değeri toplamının %10 oranda vekalet ücreti verileceğinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmeye istinaden taşınmazların davada 13.04.2007 tarihli bilirkişi raporuna göre belirtilen 2004 yılı 1.265.767,74.-TL değerlerine istinaden 120.000,00.-TL vekalet ücreti alacağını bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; sözleşmede net bir rakam kararlaştırılmadığını, alınan ücretin AAÜT aykırı olduğunu belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’nun tüm davalı ... Karaoğlunun ise aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile davalı ...’ın ücret sözleşmesinde kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu belirterek davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptalini istemiştir. Dosya içerisinde mevcut 16.01.2004 tarihli ücret sözleşmesinin 2.maddesinde “avukatın hizmeti karşılığında taşınmazların gerçek değerinin veya vekil edenin paylarının satılması durumunda gerçek satış değerleri toplamının %10’u avukatlık ücreti olarak ödenecektir” hükmü bulunup, 3.madde de ise, her halükarda ödenecek ücretin 3.000 TL nin altında olmayacağı belirtilerek, metnin davacı ve davalı ... ve kefil sıfatıyla davalı ... tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.
B.K’nun 484. maddesi gereğince kefaletin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı muayyen miktarın (limitin) gösterilmesi zorunludur. Aksi halde sözleşme geçersizdir. Somut olayda, dosyaya ibraz edilen 16.01.2004 tarihli sözleşmede, kefalet sözleşmesinin adi nitelikte bulunup, davalı kefilin sorumlu olduğu limit belirtilmemekle birlikte anılan sözleşmenin 3.maddesinde “her halükarda ödenecek ücretin 3.000 TL nin altında olmayacağı” da belirtilerek azami miktarın gösterildiği de anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalı ...’ın ücret sözleşmesi uyarınca yalnızca 3.000 TL ile sorumlu olması gerektiği gözetilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde icra takip miktarının tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenler ile davalı ...’nun tüm davalı ... Karaoğlu"nun sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı ..."na ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 5.346,00 TL kalan harcın davalı ... Karaoğlu"ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde Murat Karaoğlu"na iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.