Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5491
Karar No: 2018/1240
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5491 Esas 2018/1240 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2016/5491 E.  ,  2018/1240 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, eser sözleşmesinin feshi sebebiyle yapılan protokol uyarınca davalı iş sahipleri tarafından ödenmesi gereken bedelin rucüen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ... açısından ölü kişiye karşı dava açılmayacağından reddine diğer davalılar yönünden ise zamanaşımı sebebiyle davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekilince süresi içinde temyiz olunmuştur.
    Davacı yüklenici davalılar ise iş sahibidir.
    Davacı vekili müvekkili ile davalı iş sahipleri arasında 18.05.2000 tarihinde inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 02.07.2002 tarihininde imzalanan protokol ile feshedildiğini protokolün 2 c maddesinde işveren ve arsa sahipleri vekili olarak ... yalısı evleri konut yapı kooperatifinin, müvekkiline ait ... İnşaatın SSK prim borçlarının 23.000.000.000 tl tutarını 2002 yılının Aralık ayı sonuna kadar, gecikmeden doğan cezaları ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davacı müvekkilinin protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen iş sahibi davalıların protokolün 2 c maddesindeki yükümlülüğü yerine getirmediklerini ssk prim borçlarının ödenmediğini müvekkili tarafından borçların yapılandırılarak taksitler halinde ödendiğini aynı sebeple ... . Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/548 Esas sayılı dosyasında alacak davası açılıp kazanıldığını iş bu davada ise daha sonra yapılan ödemelerin tahsilinin talep edildiğini belirterek, 30.04.2012 tarihinde başlayıp 29.04.2014 tarihinde kadar taksitler halinde toplam 33.964,17 TL ödendiğini ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, protokolun imza edilmediğinden geçersiz olduğunu, yüklenici perspektif ltd. şirketinin davalıların murisi Hüseyin Açık ve diğer arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıktan sonra arsa sahiplerinin gıyabında yapmayı taahhüt ettiği inşaatı ... Yalısı Evleri Konut Yapı Kooperatifine yaptırma konusunda anlaşma yaptığını kooperatifin alt yüklenici olduğunu, kooperatifin de işi davacı şirkete yaptırmak için sözleşme imzaladığını, bu sözleşmenin SSK"dan işyeri numarası almak için formalite olarak yapıldığını belirtip alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili ... nın yurt dışında yaşadığını ve kooperatif ve yapılan iş ve sözleşmelerden haberdar olmadığını savunmuştur. Davalı ... Mirasçıları vekili, ..."in dava açılmadan öldüğünü bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
    Müteselsil sorumlular arasındaki iç ilişki, sözleşmesel ilişkiler bakımından TBK 167. maddede, haksız fiil bakımından ise TBK 62. maddede düzenlenmiş olup bu düzenlemeler rücu hükümlerini de kapsamaktadır. Sözleşmesel talepler yönünden, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı olup, bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir (TBK 167/2). Haksız fiil yönünden ise, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur (62/2). Rücu istemiyle ilgili olarak TBK 73. maddede zamanaşımı düzenlenmiş ise de bu 62. maddede düzenlenen haksız fiilde iç ilişki ve rücu ile ilgili olup sözleşme ilişkisi bulunan durumlarda uygulanmaz. Sözleşme ilişkisi bulunan hallerde rücu ile ilgili özel bir zamanaşımı düzenlemesi de olmadığından sözleşmenin tabi olduğu zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan, alacaklıyı tatmin eden kişi alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmekte olup rücu hakkı dava dışı alacaklıya ödemenin yapıldığı tarihten başlayacaktır. Bu nedenle ödemeler değişik tarihlerde yapılmış ise zamanaşımı, tamamının ödendiği tarihten başlar.
    Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı, 02.07.2002 tarihli protokol uyarınca istenilen SSK prim borçlarının iş sahibi tarafından ödenmemesi üzerine kendilerince ödendiğini iddia ederek talepte bulunmuştur. Bu durumda öncelikle bu protokol hükümlerinin değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Protokolün 2-c maddesinde; ... İnşaatın SSK prim borçlarının 23.000.000.000 TL (yeni hali 23.000 TL) tutarlı kısmını sözleşme tarihine kadar doğmuş ve ödeme tarihine kadar doğacak olan gecikme zammı, temerrüt faizi, cezalar v.s. her ne nam altında olursa olsun idarenin ek talepleri de dahil en geç 2002 yılı Aralık ayı sonuna kadar ödemeyi, ödeme belgeleri ile temiz kağıdının da davacı yükleniciye verileceği taahhüt edildiğine göre ve iş sahibinin de bu ödemeleri yapmadığı anlaşıldığından davacı yüklenicinin yapmış olduğu ödemenin son taksiti nazara alınarak zamanaşımının başlangıcının tespiti gerekir. Son ödeme tarihi 29.04.2014 olduğuna göre dava tarihine kadar olan sürede zamanaşımı geçmemiş olup mahkemece bilirkişi raporu değerlendirilerek işin
    esasına girilmesi ve hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde zamanaşımından davanın reddi şeklinde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur..
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar ..., ... ve ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi