18. Ceza Dairesi Esas No: 2018/7430 Karar No: 2019/921 Karar Tarihi: 09.01.2019
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/7430 Esas 2019/921 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Hükümlü, kamu görevlisine hakaret suçundan 5237 sayılı TCK'nın 125/3-a, 125/4, 62, 58 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak yapılan hesap hatası nedeniyle cezası 1 yıl olarak belirlenmiştir. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan kanun yararına bozma başvurusu reddedilmiştir. Kanun maddeleri hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.
18. Ceza Dairesi 2018/7430 E. , 2019/921 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hükümlü ..."ın kamu görevlisine hakaret suçundan 5237 sayılı TCK’nın 125/3-a, 125/4, 62, 58 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezasına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejiminde çektirilmesine ve hak yoksunluğuna ilişkin Van 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2013 tarihli ve 2010/586 esas, 2013/740 karar sayılı kararı istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiştir. Kesinleşen hükümden sonra Mahkemece 19/03/2015 tarihinde verilen ek kararın hukuken yok hükmünde olduğu değerlendirilerek dosya incelendi. İstem yazısında; “Dosya kapsamından; hükümlü ... hakkında, Yerel Mahkemece TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan 1 yıl hapis cezası belirlendiği, hakaret suçunun alenen işlenmesi nedeniyle altıda bir oranında artırım yapılarak cezanın 1 yıl 2 ay hapis cezasına çıkartıldığı, sanığın fiilden sonraki ve yargılamadaki davranışları dikkate alınarak TCK"nın 62/1. maddesi uyarınca verilen ceza 1/6 oranında indirilerek neticeten sanığın 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, -sonuç cezayı etkileyecek şekilde hesap hatası yapılarak- 1 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/03/2016 tarih ve 2014/12-482 esas, 2016/125 karar sayılı ilamı da dikkate alınarak kanun yararına bozma yoluna başvurma zorunluluğu doğmuştur.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir. Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir. İnceleme konusu somut olayda; mahkemece gerekçeli kararın sanık ...’ın en son bildirdiği adres yerine doğrudan MERNİS adresine tebliğ edilmesi karşısında, öncelikle en son bildirdiği adrese tebligat yapılıp tebliğ yapılamaması halinde MERNİS adresine tebliğ edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi sebebiyle, temyiz iradesinin belirlenmesi bakımından gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ olunması gerektiği, Bu itibarla, kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün, sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 09/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.