Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6725
Karar No: 2013/11403

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6725 Esas 2013/11403 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/6725 E.  ,  2013/11403 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, Orman Yönetemi, ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü 255, 257 ve 258 parsel sayılı sırasıyla 4751,35 m², 462,14 m² ve 1588,03 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle bir bütün halinde atalarından intikalen gelen zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; yine, 286, 293, 313, 337, 363, 378, 442, 444 ve 461 parsel sayılı sırasıyla 4241,61 m², 3814,84 m², 6577,93 m², 446,34 m², 321,83 m², 1284,80 m², 3600,48 m², 703,64 m² ve 1032,35 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 859 parsel sayılı 17322,97 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğiyle ve Eylül 1968 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ile dava dışı 858 sayılı parsel ile bir bütün olduğundan söz edilerek ... adına tesbit edilmişlerdir.
    ... Köyü, 437 parsel sayılı 1088,30 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir.
    Davacı ... ve ... (Onay), taşınmazların murislerine ait Şubat 1962 tarih ve 1, 2 ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, bir bölümü eski ...yeni adıyla... Köyü sınırları içinde 373 ilâ 633 parsel sayısıyla tesbit görmüş ise de, Söğüt Çiftliği olarak geçen bölümünün ... Köyü sınırları içinde kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı, kadastro tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescili iddiasıyla dava açmışlardır.
    ... ve arkadaşları, ... ve arkadaşları tarafından açılan davaya aynı iddia ile katılmışlardır.
    ... ve ... ise, tapu malikleri mirasçılarından ...i ve bunların mirasçısı ..."nin payını 1991 ilâ 1994 yılları arasında düzenlenen dört adet noter satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, sözü edilen kişilere düşecek payın ½"şer pay ile adlarına tapuya tescili; Hazine ise, parsellerin etrafı orman ile çevrili orman içi açıklığı olduğundan Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
    Orman Yönetimi, duruşmalara davalı sıfatıyla katılmıştır.
    Mahkemece; 461 sayılı parselin batısında tapulama dışı bırakılan alanla ilgili davanın ayrılmasına, ... Köyü 255, 257, 258, 286, 293, 313, 337, 363, 442, 444, 461 ve 859 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tapuya tesciline, ... Köyü 378 sayılı parselin (A) ile gösterilen 49,76 m² bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığından kadastro dışı bırakılmasına, aynı krokide (B) ile gösterilen bölümün tesbit gibi tapuya tesciline, 859 sayılı parselin beyanlar hanesine 1. derece doğal sit alanında kaldığının yazılmasına, ... ve ..."ın davasında görevsizliğe karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ...serisi olarak, 1967 yılında yapılıp tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 22 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1981 yılında yapılıp 24.07.1981 tarihinde ilân edilerek 24.07.1982 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
    Bir kısım davacılar vekili Avukat ... tarafından sunulan belgeler arasında yer alan, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.10.2010 gün ve 2010/1028-926 sayılı verâset ilâmından, davacılardan ..."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak geride eşi ... kızı 1941 doğumlu ... ile çocukları... ... ve ..."ın kaldığı anlaşıldığı, ancak, Dairemize gelen ve davacı ..."nin davacı olduğu benzer davalarda sunulan belgeler arasında yer alan, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/04/2012 gün ve 2012/82-344 sayılı verâset ilâmından, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen verâset ilâmının iptal edildiği, davacılardan ..."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, çocuğu... ... ve ..."ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle mirasçı olarak geride eşi ...kızı 1941 doğumlu...oğlu 1979 doğumlu ... kızı 1983 doğumlu... oğlu 1995 doğumlu ... ve ...oğlu 1997 doğumlu ..."ın kaldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, ..."nin adı geçen mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayılı kararında da değinildiği gibi, ..."nin öldüğü tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 73. maddesinde gösterilen istisnalar dışında hâkimin tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceğini öngörmüştür. Buna göre, mahkemece; davacı ..."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır,
    Öte yandan, H.M.K. md. 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sona ermektedir. HUMK"nın 41 ve 6100 sayılı HMK nın 55. maddeleri gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle hâkim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili, dava şartı olup; davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları
    dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, davacılardan ..."nin öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harçlarının yatıranlara iadesine 10/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi