Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2103
Karar No: 2013/11402
Karar Tarihi: 10.12.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2103 Esas 2013/11402 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/2103 E.  ,  2013/11402 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... Mahallesi 862 parsel sayılı 4680 m² yüzölçümlü taşınmaz, tarla niteliğiyle davalı ...; 945 parsel sayılı 5000 m² yüzölçümlü taşınmaz, çayır niteliğiyle davalı ...; 1343 parsel sayılı 6697 m² yüzölçümlü taşınmaz, tarla niteliğiyle davalılar ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı ... Yönetimi, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında orman tahdit sınırlarına uyulmadığını, taşınmazların kısmen orman sınırları içinde kaldığını belirterek tespitin iptali ile orman tahdit sınırları içinde kalan kısımlarının orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne ve fen bilirkişisinin 27/10/2011 tarihli raporu ve krokisinde 862 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 988,54 m² ve yeşile boyalı olarak, 1343 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 82,82 m² ve yeşile boyalı olarak, 945 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 485,70 m² ve yeşile boyalı olarak gösterdiği bölümlerin kadastro tespitlerinin iptali ile bu bölümlerin dava konusu parsellerden ayrılarak orman vasfı ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan... tarafından 1343 sayılı parsele ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 18.06.1992 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Yörede genel arazi kadastrosu işlemi 1966 yılında yapılıp kesinleşmiştir.
    Dava konusu 862 sayılı parsel, tapu sicilinde ...; 945 sayılı parsel ise, tapu sicilinde ... adına tescillidir. Bu davalılara dava dilekçesi ve gerekçeli karar ilanen tebliğ edilmiştir. Ayrıca, ...a çıkartılan tebligat kızına tebliğ edilmiş, ancak, tebligat memurunun adı yazılı olmadığından geçersiz tebligat hükmündedir. Dairece yapılan iade sonucunda davalı Haydar Kızar"ın soyadını "..." olarak değiştirdiği ve 28.10.1998 tarihinde öldüğü, davanın açıldığı tarih itibariyle ölü olduğu, 945 parsel sayılı dosya arasında da davalı ... oğlu 1929 doğumlu ..."ın adresinin "..." adresi olduğu anlaşılmasına rağmen, mahkemece, bu adrese tebligat yapılmadan ilanen tebligat yapılarak davaya devam edilmesi doğru değildir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayılı kararında da değinildiği gibi, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 73. maddesinde Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hâkimin, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği öngörülmüştür. Buna göre, mahkemece; davalı Haydar Yıldırım (Kızar)"ın mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır,
    Öte yandan, H.M.K."nun 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava açma ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sona ermektedir. 1086 sayılı ...."nın 41. maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde, diğer tarafın istemiyle, hâkim, davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili, dava şartı olup; davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re’sen gözetilmesi gereklidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını; mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca, gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede, gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde, gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek ve 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği nazara alınarak davalı Haydar Yıldırım (Kızar)"ın tüm mirasçıları tesbit edilerek dava dilekçesi ve ekleri yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davalı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, yine davalı ..."a usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca, davacı idare, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4 maddesi gereğince güncelleme kadastro çalışması sonucu yapılan fennî hataların düzeltilmesi işleminin askı ilân süresi içinde çekişmeli parsellerin bir bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların bilirkişi raporlarında (A) ile gösterilen bölümlerinin evveliyatının orman sayılan yerlerden olduğu, bu niteliklerinin orman kadastrosu yönünden kesin olduğu, zilyetlikle kazanılamayacakları, davalıların mülkiyetinde bulunmalarının ve hükmen tescil edilmelerinin kanunun amir hükmünü ihlal etmeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacı idarenin davasının çekişmeli taşınmazın mülkiyetine mi yoksa Ek-4. madde gereğince yapılan orman sınır düzeltme işlemine itiraza ilişkin mi bulunduğu belirlenmeden hüküm kurulması doğru değildir.
    Bu nedenle, dava dilekçesi davacı vekiline açıklattırılmalı, davanın çekişmeli taşınmazların mülkiyetine ilişkin olduğu belirlendiği takdirde, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu gözönüne alınarak görevsizlik kararı verilmeli, davanın 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4 gereğince yapılan güncelleme kadastro çalışması sonucunda orman sınırı itibariyle yapılan fennî hataların düzeltilmesi işlemine yönelik olduğunun tesbiti halinde ise, kesinleşmiş orman tahdit tutanakları ve haritası getirtildikten sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşacak bilirkişi kurulu yardımıyla yapılacak inceleme ve keşifte, Ek madde 4 gereğince yapılan orman sınır düzeltme çalışmasının kesinleşmiş orman tahdit tutanak ve haritalarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalı,
    kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde haritaları, Ek madde 4 gereğince düzeltilen orman sınırı ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları, Ek madde 4 çalışmasında düzeltilen orman sınır noktaları ile kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle bilirkişilerden denetime elverişle krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi