14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/940 Karar No: 2012/1493 Karar Tarihi: 06.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/940 Esas 2012/1493 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/940 E. , 2012/1493 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 31.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalılar arasında 26.04.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme uyarınca yükleniciye bırakılması gereken 3 adet bağımsız bölümü 11.11.2010, 2 adet bağımsız bölümü ise 20.12.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmeleriyle satışını vaat aldığını, ancak davalıların tapuda iradi ferağ işlemini yapmadığını, tapu kayıtlarının iptaliyle adına tescilini istemiştir. Mahkemece duruşma yapılmamış, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu davaya tüketici mahkemesinin bakması gerektiğinden söz edilerek, dava dilekçesinin görev noktasından reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtları getirtilmediğinden, “konut” niteliğinde olup olmadıkları anlaşılamamaktadır. Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı; kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda; davacı, birden fazla bağımsız bölüm satışını vaat alan bir kişidir. Satışını vaat aldığı bağımsız bölümler birden çok olduğundan, bu kişiyi Tüketici Kanunu kapsamında kalan bir kişi olarak kabul etmek mümkün değildir. Satış vaadi ticari amaçla yapılmış sayılacağından, davayı görmeye tüketici mahkemesi değil, davanın değerine göre asliye hukuk mahkemesi olduğundan, mahkemece çekişmenin esası incelenmeli ve bir hükme bağlanmalıdır. Yapılan saptama gözardı edilerek görevsizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 06.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.