16. Hukuk Dairesi 2018/4984 E. , 2020/4479 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... Cami Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1974 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmış ve yargılama sırasında müdahiller ..., ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın adlarına tescili istemi ile davaya katıldıktan sonra, davacı ..."ın 30.04.2011 tarihinde davasından feragat etmesi nedeniyle adı geçen davacı tarafından açılan dava tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, asli müdahillerin davalarının ayrı ayrı kabulü ile; fen bilirkişisinin 18.12.2014 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1512,66 metrekarenin asli müdahil davacı ... adına; (B) harfi ile gösterilen 1.550,62 metrekarenin asli müdahil davacı ... adına ve (C) harfi ile gösterilen 3.360,81 metrekarenin asli müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde, asli müdahiller yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmaz bölümlerinin müdahil davacılara babalarından kaldığı belirtilmesine rağmen, müdahil davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından, taşınmazların murislerinden kendilerine ne şekilde kaldığı açıklattırılarak bu yönde araştırma yapılmamış; taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış; ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 29.03.2013 tarih ve 143 sayılı yazısında dava konusu edilen kadastro harici yerlerin uygulama imar planı içerisinde kaldığı belirtilmesine rağmen imar planının hangi tarihte kesinleştiği sorulup saptanılmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, 1961, 1988 ve 2001 yıllarına ait hava fotoğrafı incelemesi bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan fen (harita) bilirkişisi tarafından yapılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca, Mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazların müdahil davacılara babalarından kaldığını ifade ettikleri dikkate alınarak, müdahil davacıların aktif dava ehliyetlerini bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından, müdahil davacılara çekişmeli taşınmaz bölümlerinin murislerinden kendilerine ne şekilde kaldığı açıklattırılmalı ve bu yöndeki iddialarının ispatı bakımından kendilerine imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetlerinin bulunduğunun anlaşılması ya da aktif dava ehliyetindeki eksikliğin yöntemine uygun şekilde giderilmesi halinde işin esasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin hangi nedenle ve hangi tarihte tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadıkları ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planı kapsamında kaldıklarının anlaşılması durumunda imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında olmaları halinde imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, zilyetliğin terkedilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümlerini komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, zilyetlik var ise zilyetliğe ara verilip verilmediğini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; ayrıca çekişme konusu taşınmazlar üzerinde yapı/bina bulunduğundan, inşaat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar üzerindeki binaların nitelikleri ve yaşları hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA; yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.