Esas No: 2021/17054
Karar No: 2022/7981
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/17054 Esas 2022/7981 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, ormanlık alan içinde bulunan yerde meyve ağacı dikmek suçundan verilen cezayı inceledi. Yerel mahkemenin eksik inceleme ve araştırma ile alt sınırdan ceza verdiği sonucuna vardı. Suç konusu yerin ormanlık alan olup olmadığının tespiti için orman idaresinden ve bilirkişilerden rapor alınması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, ceza tayininde makul oranda teşdit uygulanması gerektiği hatırlatıldı. Bu nedenlerle, karar bozuldu ve sanığın kazanılmış hakkı saklı tutuldu. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir: Suç, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 107/1 ve 107/3 maddesine göre işlendi. Ceza tayini ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 3. ve 61. maddelerine göre yapılmalıdır. Kararın bozulması ise 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321 ve 326/son maddesi uyarınca gerçekleşmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Davanın dayanağını oluşturan suç tutanağında Devlet ormanını sürmek suretiyle meyve ağaçları dikildiğinin belirtilmesi, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 14.01.2016 tarihli orman bilirkişi raporunda; memleket haritasında evveliyatının orman olmadığının, amenajman planı haritasında ise ziraat alanı olarak bırakılan yerler içerisinde kaldığı ve ormanlık alan olarak işaretlenen yer olmadığı sonuç olarak işgal edilen yerin bitki örtüsü konumu, bitki örtüsü yetişebilirlik ve erezyona maruz kalmama durumları ile birlikte değerlendirildiğinde fiilen ormanlık alan olmadığı, ancak gerek ormanlık alan içerisinde bulunması nedeni ile orman bütünlüğü açısından gerek ise kadastral olarak orman parseli olarak bırakılan yerde kalması nedeni ile ormanlık alan sayılan yerlerden olduğu, 24.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda da dava konusu yerin arazi kadastro çalışmaları sırasında orman sahası olarak bırakıldığının belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, suça konu yerin orman tahdit sınırları içinde kaldığının hangi veri ve yöntemlerin kullanılması suretiyle tespit edildiği orman idaresinden sorulup orman mühendisi, ziraat mühendisi ve fen memurundan oluşacak üç kişilik bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak denetime elverişli, uyuşmazlığı çözmeye ve hüküm kurmaya yeterli ek rapor alınarak bu suretle daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek sonucunda dava konusu yerin orman olmadığının anlaşılması durumunda suç vasfına göre suçtan zarar gören kurum duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
Suçun meydana geliş şekli ve işgal edilen alanın genişliği göz önüne alındığında, temel ceza tayin edilirken makul oranda teşdit uygulanması yerine yazılı şekilde alt sınırdan ceza takdir ve tayin etmek suretiyle 5237 sayılı TCK'nun 3. ve 61. maddelerine muhalefet edilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sonuç cezada sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 19.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.