21. Hukuk Dairesi 2011/11032 E. , 2013/2878 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kesilen maaşının tekrar bağlanması gerektiğinin tespitiyle, borçlu olmadığına ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile kesilen maaşlarının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, kendisine ve hak sahiplerine tedbiren sağlık karnesi verilmesi ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kabulü ile, kesilen maaşların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına ve bu dönem için davacı Mehmet oğlu, 01.09.1954 Trabzon doğumlu ..."in borçlu bulunmadığının tespitine, aksi yöndeki kurum kararının iptaline, davacı ve hak sahipleri için davanın kesin sonucuna değin tedbiren sağlık karnesi verilmesine, karar vermiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20.04.1982 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, 04.08.2008 tarihli talebine istinaden 01.09.2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davalı Kurum tarafından 31.12.2006
tarihi İtibariyle vergi kaydının sona erdiği gerekçesi ile Bağ-Kur sigortalılığının bu tarih itibariyle sona erdiği ve yaşlılık aylığının iptal edildiğinin bildirildiği, davacının 04.08.2008 tahsis talep tarihinde 18.675,00 TL prim borcunu ödediği görülmektedir.
Davacının vergi kaydı sona ermekle zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği ortadadır. Öte yandan, 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi hükmüne göre, isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olmak için Kuruma yazılı başvurunun, ya da, isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma prim ödemesinin varlığı koşul olup, uyuşmazlık konusu dönemde davacının yazılı talebi veya isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesi yaparak isteğe bağlı sigortalı olmadığı anlaşılmaktadır. 04.08.2008 tahsis talep tarihinde 18.675,00 TL prim borcu ödemeside primlerin davalı Kurumca uzunca süre kullanılması olgusu somut olayda gerçekleşmediğinden MK"nun 2.maddesine göre iyiniyet kuralı doğrultusunda davacıya sigortalılık hakkı kazandırmaz. Ayrıca, tahsil edilen primler geçmişe yönelik sigortalılık hakkı sağlamaz. Ancak 04.08.2008 ödeme tarihinden ileriye doğru isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilebilir.
Hal böyle olunca; davacının 31.12.2006 tarihinden sonra zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı geçerli olmadığına göre yaşlılık aylığından yararlanma koşullarının varlığı yukarıdaki açıklamalar kapsamında yapılacak değerlendirme sonucuna göre yeniden irdelenmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.