4. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/505 Karar No: 2019/2375 Karar Tarihi: 17.04.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/505 Esas 2019/2375 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2019/505 E. , 2019/2375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... (ölü) vekili Avukat ... tarafından, davalı Hüseyin Akgün (ölü) aleyhine 19/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/07/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ..., ... ve ... ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosya kapsamından, dahili davalılardan ..."e gerekçeli kararın, muhatabın geçici olarak adreste bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre muhtara tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasında yer alan şerhten muhatabın kimden sorulduğunun anlaşılmasına rağmen, nereye gittiğinin anlaşılamadığı görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; dahili davalılardan ...’e çıkarılan gerekçeli kararın tebligat mazbatasından muhatabın geçici olarak nerede olduğu anlaşılamadığından yapılan tebligat yukarıda anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca usulsüzdür. Şu durumda dahili davalılardan ...’e gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği sağlanıp, yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.