14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16797 Karar No: 2020/5321 Karar Tarihi: 23.09.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16797 Esas 2020/5321 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar arasındaki geçit hakkı kurulması davası sonucunda asliye hukuk mahkemesinden verilen hüküm davalı tarafından temyiz edildi. Dosya incelendi ve Tebligat Kanunu'na göre gerçek kişilere yapılacak tebligatta iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtildi. Muhatap lehine yapılacak tebligatın önce bilinen veya gösterilen adrese yapılacağı, bu adresten bulunmaması halinde tebliğ memuru tarafından yapılan araştırmalar sonucunda kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yapılması gerektiği vurgulandı. Muhatabın gösterilen adresten ayrılması halinde tebligatın geri gönderilmesi gerektiği belirtildi. Kanunun 10/2 ve 21/2 maddelerinin farklı şekilde yorumlanarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan tebligat yapılması yasa dışı olduğuna karar verildi. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 6099 sayılı Kanun ve Tebligat Yönetmeliği.
14. Hukuk Dairesi 2016/16797 E. , 2020/5321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı kanunla değiştirildikten sonra gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2 maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1 maddesi kapsamında bilinen adrestir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20. ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2 maddeleri nazara alınarak tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirterek, Kanunun 21/2 maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2 maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2 maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Somut olayda; davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."e gerekçeli karar tebligatlarının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak Tebligat Kanununun 10/2 maddesi gözardı edilmek suretiyle, bu davalılar adına önceden hiç bir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görüldüğünden adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine uygun şekilde kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelenmesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 23/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.