22. Hukuk Dairesi 2013/35268 E. , 2015/9288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 16.06.2010 tarihine kadar davalı işyerinde pasta ustası olarak çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın husumetten reddinin gerektiğini, sözleşmeyi fesheden ve işvereni büyük zarara uğratanın davacının bizzat kendisi olduğunu, davacının yaptığı iş gereği çok kısa süre çalıştığını, genel tatillerde çalışmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin kısmen kabulüne, yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafça süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2. ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
6100 sayılı Kanun"a göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def"ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
Somut olayda davacının ıslah dilekçesinin davalıya 09.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ıslaha karşı 11.03.2013 tarihinde zamanaşımı def"inde bulunduğu, davalının iki haftalık sürede ileri sürülmeyen zamanaşımı def"ine, davacının muvafakat etmediği anlaşılmasına göre davalının süresinde ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunmadığı gözetilmeksizin mahkemece dava konusu fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları yönünden ek rapor alınarak, ıslaha karşı zamanaşımı defi değerlendirilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi