
Esas No: 2020/4001
Karar No: 2022/8007
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/4001 Esas 2022/8007 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/4001 E. , 2022/8007 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ... haklarında beraat, sanıklar ... ve ... haklarında hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz isteminin sanıklar ..., ... ve ... hakkında kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine, Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin ise sanıklardan ... hakkında kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
I- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen resmi belgede sahtecilik suçu yönüyle temyiz inceleme günü itibariyle 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış, o yer Cumhuriyet Savcısı, katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekili, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan maddeler ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında sahtecilik suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
Eylemin toplu kaçakçılık olarak kabulü halinde 5607 sayılı Yasanın 6111 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki 3/2, 4/2 madde ve fıkraları kapsamında olacağı ve dava zamanaşımı sürelerinin hesabında 5237 sayılı TCK'nun 66/3. maddesi uyarınca suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâllerinin de dikkate alınması gerektiği nazara alınarak, bu durumda 5237 sayılı TCK'nun 66/1-d ve 67/4. maddelerine göre hesaplanan 15 yıllık olağan ve 22 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı sürelerinin geçerli olacağı, buna göre de zamanaşımının henüz tahakkuk etmediği cihetle;
II- Sanıklar ... ve ... hakkında kaçakçılık suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere göre katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
III- Sanıklar ... ve ... hakkında kaçakçılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanık ... hakkında kaçakçılık suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Dosya kapsamında iddia konusunun, ... firmasınca üretici ülkelerden ithali gerçekleştirilen eşyaların, öncelikle ...'de mukim ... firması üzerinden üretici ülkelerden gerçek bedelleri üzerinden temin edilerek... firması tarafından ise daha düşük bedelli gerçeğe aykırı fatura düzenlendikten sonra ... firmasınca bu faturadaki düşük bedeller üzerinden 07/09/2007-13/04/2009 tarihleri arası 10 ayrı gümrük giriş beyannamesi kapsamında eksik vergi ödenmek suretiyle ülkeye sokulması olduğu, ... Türk Cumhuriyeti merkezli ... şirketinin kardeşi sanık ... ile birlikte eşit hisseli ortağı olan ...'nin savunmasında; ... firması sahiplerini duruşmada ilk kez gördüğünü, ... firması ile satılacak mallar ile ilgili olarak telefon veya internet üzerinden görüştüklerini, bu görüşmeleri de ...'nin yürüttüğünü, imza yetkisinin de kardeşine ait olduğunu, uzak doğu ülkelerinden aldıkları ürünleri Türkiye'ye ihraç ederken daha düşük fatura gösterdikleri iddiasını kabul etmediğini, zaman zaman stok nedeni ile bazı fiyat değişikliklerin olabildiğini, suçlamayı kabul etmediğini belirttiği, sanıklar ... ve ...'nın beyanlarının da bu yönüyle aynı doğrultuda olduğu olayda, ... Noterliğince kaşeli ... Ltd. Şti firmasına ait şirket direktörleri toplantı tutanağına göre şirketin her türlü muamelelerinde ... tarafından temsil edilmesine karar verilmiş ise de, şirketi temsil yetkisinin sanık ...'nin ortağı ve kardeşi olan diğer sanık ...'ye ait olmasının tek başına sanık ...'in şirketin mumalelerinden cezai sorumluluğunun olmayacağı anlamına gelmeyeceği, şirketin eşit hissedarı olan sanık ...'nin savunma içeriğine göre, ... firmasına yapılan satış işlemlerinden, bu kapsamda ... firması ile kurulan ticari ilişkiden bilgisi olduğu ve ... firmasının üretici firmalardan USD üzerinden temin ettiği eşyayı USD olarak bedelinin çok altında bir fiyata ... firmasına göndermesine ilişkin olarak fiyatların stok durumuna göre değişebildiği yönünde hayatın olağan akışına uygun olmayan beyanlarda bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık ...'nin diğer sanıklar ... ve ...'nın kaçakçılık eylemlerine iştirak ettiği ve buna göre de sanıkların eyleminin zincirleme biçimde toplu kaçakçılık suçu kapsamında bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hükümler tesisi,
Kabule göre de;
1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sonuç cezada sanıklar ... ve ...'nın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.