Esas No: 2021/4071
Karar No: 2022/4135
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4071 Esas 2022/4135 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, uygulama kadastrosu sonucu taşınmazının yüzölçümünün küçüldüğünü iddia ederek eski ölçülerine dönülmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamaktadır. Mahkeme, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli belgelerin toplanması gerektiğini, mahallinde bilirkişi keşfi yapılması ve uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişinin katılımının gerektiğini belirtmiştir. Sonuç olarak, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 3402 Sayılı Yasa'nın 22/A Maddesi (Uygulama Kadastrosuna İtiraz)
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. Maddesi (Kararın bozulması)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : 3402 Sayılı Yasa'nın 22/A Maddesi Uyarınca Uygulama Kadastrosuna İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Yasa'nın 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında davalı ... adına kayıtlı eski 365 parsel sayılı 2526 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 803 ada 45 parsel numarasıyla, 2299,51 m2 yüzölçümlü olarak, davalılar Celal ve ... adına kayıtlı eski 386 parsel sayılı 488 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 803 ada parsel numarasıyla, 498,25 m2 yüzölçümlü olarak, davalı ... adına kayıtlı eski 387 parsel sayılı 508 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 803 ada 50 parsel numarasıyla, 566,67 m2 yüzölçümlü olarak, tespit edilmiştir. Davacı ..., adına kayıtlı eski 376 parsel sayılı 1620 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 803 ada 51 parsel numarasıyla 1614,61 m2 olarak tespit gördüğünü, taşınmazının yüzölçümünün küçüldüğünü öne sürerek eski hale getirilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 803 ada 45 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitinin iptali ile; 20.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli haritada (ek-3) A harfi ile gösterilen 17,28 m² yüzölçümlü bölümünün bu taşınmazdan ifraz edilerek aynı ada 51 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmesine, bu şekilde dava konusu 803 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 2282,23 m² ve aynı ada 51 parsel sayılı taşınmazın 1631,89 m² yüzölçümleri ile tapuya tesciline, davacının aynı yerde bulunan 803 ada 46 ve 50 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davasının reddine, bu taşınmazların uygulama kadastrosu gibi tapuya tesciline, davacının davalı ... Müdürlüğüne yönelik davasının husumet yokluğundan reddine, karar verilmiş; davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 20.03.2019 tarihli teknik bilirkişi raporu ekinde bulunan ek-4, ek-5, ek-6, ek-7 belgeler incelendiğinde, ortofoto, 1955, 1975 ve 2009 tarihli ... fotoğrafları üzerinde yalnızca uygulama kadastrosu ile belirlenen sınırların gösterildiği anlaşılmış, ilk tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu sınır yerlerinin çakıştırılarak gösterilen, sınırların birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamıştır.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde ... fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 06.12.2019 tarihli ve 2019/1818 Esas, 2019/2195 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.