Esas No: 2021/3469
Karar No: 2022/4134
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3469 Esas 2022/4134 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3469 E. , 2022/4134 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin vermiş olduğu önceki tarihli karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup uyulan bozma ilamında özetle “davacının dayandığı 15.06.2004 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle getirtilerek yöntemince mahallinde uygulanıp kapsamı belirlenmeden ve yöntemince mera araştırması yapılmadan eksik incelemeyle karar verilmesinin isabetsiz olduğuna” değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 150 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 08.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 7.758,08 m² kısmının ifraz edilerek davacı ... adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, B harfi ile gösterilen 4.323,15 m² kısmının mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına, 150 ada 7 parsel sayılı taşınmazın aynı bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen 579.832,23 m² kısmının mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu olan 150 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 08.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 7.758,08 m² bölümü yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının mevcut olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz mera parseli olmasına rağmen, bozma ilamında belirtildiği şekilde yöntemine uygun mera araştırması yapılmamış, taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı kesin olarak saptanmamış; hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın önceki niteliği, zilyetlik durumu, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlandıysa sonrasındaki kullanım süresi belirlenmemiş, davacının davasında satın alma ve tapu kaydına dayanmasına göre, bozma ilamında belirtildiği şekilde davacı dayanağı olan 11.01.1963 tarihli 6 sıra numaralı kayıttan itibaren tüm tedavülleri ile getirilmiş, ancak gerekçeli kararda dava konusu yere uygulandığı belirtilmesine karşın bu kayıtların mahallinde uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
O halde Mahkemece; 150 ada 6 parselin dava konusu edilen bölümü başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, davacının dayandığı ve ilk oluşumu olan 11.01.1963 tarihli 6 sıra numaralı kayıttan itibaren tüm tedavülleri ile dosya arasında bulunduğu anlaşılan 15.06.2004 tarihli 1 sıra nolu tapu kaydının yerel bilirkişiler yardımı ile kapsamı belirlenmeli, tapu kaydı hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, kaydın haritası varsa kapsamı haritasına göre belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne olduğu, kim veya kimler tarafından ne suretle ve ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsamını gösterir ayrıntılı ve krokili rapor alınmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki niteliği, zilyetlik durumu, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlandıysa sonrasındaki kullanım süresi, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısının mukayese edilmesi suretiyle taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirten özellikle davaya konu taşınmaz kesimleri ile davaya konu edilmeyen kesim ile arada ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup bulunmadığı konusuna açıklık getiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de, davacı taraf önceki hükmü temyiz etmediğine göre, önceki hükümde davacı adına tesciline karar verilen 7.087,16 m2 yer miktar bakımından davacı yönünden kesinleştiğinden, fazlasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, bu miktar aşılmak suretiyle 7.758,08 m2 yerin davacı adına tesciline hükmedilmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 27.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.