
Esas No: 2011/15549
Karar No: 2012/1394
Karar Tarihi: 03.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2011/15549 Esas 2012/1394 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.09.1988 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin pul yokluğundan reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy, kadim mera ve yaylaya davalı köyün hayvan otlatarak elattığını, haksız elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı köy, dava konusu yaylada kendilerinin de yararlanma hakkı bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava kabul edilmiş, karar Dairemizce onanmış, davalı köyün karar düzeltme istemesi üzerine hüküm, Dairemizin 01.02.1999 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, dava kabul edilmiş, davalının temyizi üzerine hüküm bu defa Dairemizin 25.01.2000 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece bu bozmaya da uyulmuş, yapılan uygulama ve araştırma sonucu dava reddedilmiş, kadastro çalışmaları sonucu 120 ada 31 parsel sayısını alan yaylanın taraf köylere ait olduğunun tespitine, 30 sayılı parsel hakkında davacı köy hakkında açılan bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davacı köy temyiz etmiştir.
Kuşkusuz, mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsis yoksa üstün kullanma hakkı bilirkişi ve tanık sözleriyle kanıtlanabilir. Ayrıca bu tür davalarda, taraflar arasında daha
önce geçen çekişmelerde bir saptama yapılmışsa, bu saptamadan da delil olarak yararlanılabilir.
Mahkemece bu belirlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmış, taraflar arasında uyuşmazlık konusu edilen ve kadastro çalışmaları sonucu 31 parsel sayısını alan yayla niteliğindeki taşınmazda davacı köyün kadim kullanma hakkı olduğu saptanarak dava kabul edilmiştir. Dairemizce, bu hükmün 01.02.1999 ve 25.01.2000 tarihli ilamlarla bozulma gerekçesi dava konusu yapılan bir kısım bölümde “... Yaylası” olarak bilinen ve davalı köye ait olan bir yer olup olmadığının araştırılmasına dairdir. Yoksa, kadastro çalışmaları sırasında 31 parsel sayısını alan yayla nitelikli taşınmazın “... Yaylası” olarak bilindiği ve davacı köyün kadim kullanımında bulunduğu, özellikle İl İdare Kurulunun 15.11.1934 tarihli kararındaki olgu ve bulgularla sabittir. Kadastro çalışmaları sonucu 30 sayılı parsel olan taşınmaz bölümü ise “... Yaylası” olarak davalı köyün kadim kullanımındadır. Nitekim, bu taşınmaz bölümüyle ilgili davacı köyün bir davasının olmadığı bozmalardan sonra yapılan inceleme ve araştırmayla belirlenmiştir.
Bütün bu anlatılanların sonucuna göre mahkemece, davacı köyün kadim kullanımında olduğu sabit olan 31 sayılı kadastro parseline davalı köyün hayvan otlatmak suretiyle yaptığı elatmanın önlenmesine karar verilmesi yerine, bu taşınmazda taraf köylerin müşterek yararlanma haklarının bulunduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.