(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/7803 E. , 2013/11270 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü, 127 ada 5 parsel sayılı 5612.84 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınamzın kesinleşen orman tahdidi içinde orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2010 gün 2010/3217 - 5709 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya da 2007 yılında yapıldığı bildirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına belgeler mevcut olmadığı gibi hükme dayanak yapılan orman mühendisi bilirkişi raporunda, çekişmeli 127 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında olduğu belirlenmiş ise de, bilirkişinin raporuna eklediği krokide, 1774, 1775, 1776, 1777, 1778 ve 1779 nolu orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattı, orijinal orman tahdit haritasında aynı orman sınır noktalarını birleştiren hattan açı ve mesafe yönünden farklı olduğu görülmektedir. Bilirkişi bu farklılığın nedenini açıklamamıştır. Ayrıca, orman tahdit tutanaklarında tarif edilen mevki ve yer adları ve zeminde mevcut orman sınır noktalarını gösterir orman sınır taşlarının saptanması bakımından yerel bilirkişi dinlenmediği gibi, uzman bilirkişinin raporunu destekleyecek nitelikte dosyada bilgi ve belge de yoktur. Bu haliyle orman mühendisi bilirkişinin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tâbi tutulduğu net olarak anlaşılamamaktadır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle 2007 yılında yapıldığı bildirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğin ilgili yerlerden getirtilerek, önceki bilirkişi dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper
noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli"" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, Yaylacık Köyü, Çakırlar Mevkiinde kain 127 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1946 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesi gereğince vekilin sarf ettiği emek dikkate alınarak takdiren vekâlet ücreti tayini gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 800.-TL nisbî vekâlet ücreti tayini doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 7. fıkrası çıkarılarak yerine “davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden Kadastro Kanunu 31/3. maddesi gereğince davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, hak ve eşitlik kuralları gözönünde tutularak takdiren 250.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine” cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. madde atfıyla H.M.U.K."nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 05.12.2013 günü oy birliği ile karar verildi.