(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2013/4031 E. , 2013/11256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 195 ada 3 parsel sayılı 8659,15 m² ve 195 ada 14 parsel sayılı 2823,42 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla vasfıyla tesbit edilmiştir.
Davacılar, dava dilekçesi ile; dava konusu taşınmazların murislerinden kalan taşınmazlar olup, mirasçılar adına payları oranında tescil edilmesi talebi ile kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır.
Hazine; dava konusu taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacak taşınmazlar yerlerden oldukları iddiasıyla davaya müdahil olmuş ve taşınmazların Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacı gerçek kişilerin davalarının reddine, müdahil davacı Hazinenin davasının kabulü ile 195 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın yayla vasfıyla tesciline, 195 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm müdahil davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 16/09/1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; yöntemine uygun olarak mera araştırması yapılmamış, keşifte dinlenen bilirkişiler komşu köyden seçilmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği le kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı,
uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tespit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler marifetiyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazın toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakları içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazların komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil davacı Hazine ve davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.