21. Hukuk Dairesi 2011/11403 E. , 2013/2787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının Nisan 1991 ve 5.7.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların
ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda; davalı işverence, davacı adına 1.4.1991, 1.6.1995, 1.5.1997, 1.6.1998 tarihlerinde işe giriş bildirgelerinin verildiği, davacının davalı işverene ait işyerinden 1.4.1992 – 20.6.2006 tarihleri arasında bir kısım çalışmalarının kısmi ve kesintili şekilde bildirildiği, Emirdağ İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından davacının 13.11.1990 – 13.11.1991, 22.4.1994 – 22.4.1995, 14.9.1995 – 14.9.1996, 18.4.1997 – 8.4.1998, 22.5.1998 – 22.5.1999, 25.10.2005 – 25.4.2006, 25.5.2006 – 25.8.2006 tarihleri arasında, davalı Başkanlıkta bekçi olarak çalıştığının belirtildiği, davalı Başkanlığın Meclis Karar Defterinde gerek davacı, gerekse de bekçi olarak çalıştırılan diğer kişilerle ilgili alınan kararların bulunduğu, davacının davalı Başkanlığa ait makbuzları kullanarak 25.4.2007, 26.4.2007 tarihlerinde tutanak tuttuğu anlaşılmaktadır.
1998 yılından önceki çalışmalar yönünden Kuruma bildirimin olduğu ve işe giriş bildirgelerinin verildiği, buna göre; işe giriş bildirgesi verilen veya çalışmanın bildirildiği dönemler yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır.
O halde; Mahkemece davacının 1.1.1991 - 31.12.1998 tarihleri arasındaki kesintili çalışmalarından işe giriş bildirgesinin verildiği veya çalışmaların kısmi olarak bildirildiği süreler yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davacının 25.4.2004 - 24.5.2005 tarih aralığında çalışması olduğuna dair delil olmadığı gibi bu dönemde başka bekçilerin görev yaptığının anlaşılması karşısında bu dönem yönünden kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, işe giriş bildirgelerinin verildiği veya bir kısım çalışmaların bildirildiği dönemlerde hakdüşürücü süreden söz edilemeyeceğini gözetmek, 25.4.2004 - 24.5.2005 tarih aralığındaki çalışmaların ispatlanamadığı, bu dönemde başka kişilerin bekçi olarak görev yaptığını göz önünde tutarak karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun ve davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.