Esas No: 2019/1537
Karar No: 2021/1469
Karar Tarihi: 24.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1537 Esas 2021/1469 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2018
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/05/2018 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar ... ile ... tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış .... ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının ... ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa taraf markalarının 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesi uyarınca ayniyet derecesinde benzer olduğu gibi taraf markaları arasında aynı KHK'nın 8/1 maddesi uyarınca iltibas bulunduğunu, müvekkilinin "..." ibaresi üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu, müvekkilinin itirazına mesnet markaları tanınmış olduğundan 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ve dava konusu marka başvurusunun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek..... sayılı ... kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, taraflar marka işaretlerinin benzer olmadığı gibi kapsadıkları mal ve hizmetlerinde farklı bulunduğunu, davacının 556 sayılı KHK'nın 8/3 v e8/4 maddesine dayalı iddialarını ispatlayamadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olmadığı gibi taraf markalarının benzer bulunmadığını, tarafların faaliyet konusu ile yerlerinin farklı bulunduğunu, davacının 1985 yılında ve 2014 yılında tescil edilen marka kapsamlarında uyuşmazlık konusu hizmet sınıfının yer almadığını, ... nezdinde dava dışı kişiler adına tescilli "..." markalarının bulunduğunu, davacının bunlara itiraz etmediğini, bu nedenle müvekkiline karşı açılan davanın kötü niyetli olduğunu, uyuşmazlık konusu hizmet sınıfında "..." ibaresini ilk müvekkilinin kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece, davacının itirazına mesnet ... sayılı markalarında asli unsur olarak yer alan "..." ibaresinin dava konusu markada asli unsur olarak yer aldığı, dava konusu marka kapsamında yer alan 35. Sınıf hizmetler ile davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan 12. ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduğu, bu itibarla taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, davacının aynı KHK'nın 8/3, 8/4 maddelerinin somut olay bakımından uygulama imkanı olmadığı gibi kötüniyet iddialarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile .... sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı ... vekili, taraf markalarının benzer olmadığı gibi kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de farklı bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili; davacının itirazına mesnet marklarının tanınmış olmadığını, taraf marklarının benzer olmadığı gibi tescil kapsamlarının da farklı bulunduğunu, taraflar faaliyet konusu ile yerlerinin farklı olduğunu, farklı tüketicilere hitap ettiklerini, uyuşmazlık konusu hizmet sınıfında "..." ibaresini ilk müvekkilinin kullandığını, davacı markaları tanınmış olmadığından dava konusu marka tescilinin yerinde bulunduğunu, .... nezdinde dava dışı kişiler adına tescilli "..." markalarının bulunduğunu, davacının bunlara itiraz etmezken müvekkili aleyhine işbu davanın açılmasının açıkca kötüniyet göstergesi olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair ... kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı şirketin, 35. Sınıfta 12. Sınıfta yer alan malların satışına özgü perakendecilik hizmetleri için 05/03/2015 tarihinde ".......a.ş" ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davacı şirketin..... sayılı , "..." ibareli markalarına dayalı olarak 556 sayılı KHK'nın 8/1,3,4 maddelerine ve kötü niyet vakasına dayalı olarak itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından davacının itirazı mesnet ....sayılı markası nazara alınarak yapılan değerlendirmede marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından itirazın reddine karar verildiği, davacı tarafın......kararına bu kez ... sayılı markaları yanında ..... sayılı markalarına da dayanarak aynı iddialarla itiraz ettiği, ... tarafından da yine davacının .... sayılı markası nazara alınarak yapılan değerlendirmede markalar arasında iltibas bulunmadığı, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davacı itirazının reddedildiği, dava konusu ... kararının davacıya 09/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 13/07/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı taraf dava dilekçesi ile sadece ... kararının iptalini talep etmiş, cevaba cevap dilekçelerinde de bu talebini yinelemiştir. Davalı Kurumun katıldığı, davalı şirketin ise bildirdiği mazeretinin mahkemece kabul edildiği 06/04/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında ise davacı vekili ... kararının iptali ile birlikte dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince de davanın ... iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkin olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak ön inceleme duruşmasının gerçekeleştirildiği tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 141. maddesinde, tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebileceği yahut değiştirebileceği, ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmemesi durumunda , gelen tarafın onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği düzenlenmiş olup buna göre somut olayda davacının dava ve cevaba cevap dilekçelerinde talep etmediği, davalı şirketin mazereti nedeniyle katılmadığı ön incelme duruşmasında ilk kez ileri sürdüğü marka hükümsüzlüğü talebi, iddianın genişletilmesi yasağına tabidir. Davacı tarafça bu hususta ıslah da yapılmadığına göre, marka hükümsüzlüğü yönünden usulünce açılmış bir dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece açıklanan husus gözden kaçırılarak marka hükümsüzlüğü isteminin yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere dava davacının davalı şirketin marka başvurusuna itirazının reddine dair ... kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesiyle dava konusu ... kararının iptaline ilişkin yazılı şekilde karar verilmiş olup, istinaf edenlerin sıfatı da gözletildiğinde istinafa konu uyuşmazlık taraf markaları arasında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez.
Bu açıklamalardan somut olaya dönüldüğünde ; yukarıda da belirtildiği gibi, davacı, davalı şirketin marka başvurusunun ilanı üzerine... sayılı markalarına dayalı olarak itiraz etmiş, itirazlarının reddine dair ... Dairesi Başkanlığı kararına karşı ise anılan markalarına ek olarak .... sayılı markalarına da dayanarak yeniden inceleme ve değerlendirme talebinde bulunmuştur. Ancak ... kararına itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılacak inceleme ,..... yapılan itiraz sebepleri ve gerekçeleri karşısında....tarafından verilen kararın yerinde olup olmadığına ilişkin bulunduğundan, davacının.... yaptığı itirazında dayanmadığı markalarına, bu karara kaşrı yaptığı itirazında dayanması mümkün değildir. Bu itibarla, ... kararına iptaline yönelik olan işbu davada iltibas değerlendirmesinin davacının...sayılı markaları nazara alınarak yapılması gerektiğinden mahkemece.... sayılı davacı markalarının da iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması yerinde görülmemiştir.
Davacının.... sayılı markaları "..." ibaresinden oluşmaktadır. Dava konusu başvuru da “... otomotiv aş” ibarelidir. Görülüğü üzere marklar arasında "..." ibaresinin asıl unsuru olarak yer almasından kaynaklı benzerlik bulunduğu açıktır. Bu nedenle davalıların tarafların markalarının benzer olmadığı yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin karşılaştırılmasına gelince; ilk derece mahkemesince görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda emtia karşılaştırması, davacının ... sayılı markaları yanında , yukarıda açıklanan nedenlerle iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmayacak olan....sayılı markaları da dikkate alınmak suretiyle yapıldığı görülmüştür. Bilirkişi raporunda yapılan karşılaştırmadan davacının...sayılı markaları ile dava konusu başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür veya benzer olup olmadığı anlaşılmadığından, Dairemizce, emtia karşılaştırmasının.... sayılı davacı markaları dikkate alınarak yapılması için ek rapor alınmak üzere HMK'nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiştir. Dosyaya sunulan 18/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda yapılan karşılaştırmadan, dava konusu başvuru kapsamında 35. sınıfta yer alan hizmetler ile davacının..... sayılı markası kapsamında yer alan 35. sınıfta yer alan hizmetler ve 12. Sınıfta yer alan mallarla benzer olduğu anlaşılmış, ek rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli görüldüğünden davalı şirketin ek rapora karşı itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı şirketin, dava konusu ibare üzerinde öncelik hakkı bulunduğu ve tarafların faaliyet gösterdikleri alanlar ve yerler farklı olduğundan taraf markalarını karıştırılma ihtimali bulunmadığına dair istinaf itirazları da, 556 sayılı KHK'nın 8/3. maddesinin marka tescil başvurusuna ve tescile itiraz hakkı vermesi, başvurunun tesciline imkan sağlamaması, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde ve yerlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin olmaması karısında yerinde bulunmamıştır.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet... sayılı markaları arasında , başvuru kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının bulunduğu, bu bağlamda dava konusu ... kararının iptali koşullarının oluştuğu, marka hükümsüzlüğü istemi yönünden ise usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından, davalılar vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizce duruşma açılarak inceleme yapıldığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ... kararının iptali yönünden açılan davanın kabulüne , marka hükümsüzlüğü yönünden ise usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 15.05.2018 gün ve ....Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-... ...'nın kararının iptali istemi yönünden açılan davanın kabulü ile ... ...'nın 03.06.2016 tarih....sayılı kararının İPTALİNE,
3-Marka hükümsüzlüğü istemi yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10.TL'nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 328,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 56,20.TL olmak üzere toplam 1.884,20.TL yargılama gideri ve 29,20.TL peşin harç, 29,20.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.942,60.TL'nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı ... tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davalılardan ayrı ayrı peşin olarak alınan 44,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davalı ... vekilinin yüzüne karşı, davacı ile davalı şirketin yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 24/11/2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2021
....
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.