Esas No: 2019/1331
Karar No: 2021/1467
Karar Tarihi: 24.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1331 Esas 2021/1467 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI ...
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/05/2019 tarih ve.....sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; davalının "..." ibareli .... sayılı marka başvurusuna, müvekkilinin "...", "... ..."," ... ..."," ... ..." "...+..." ibareli markalarına dayanarak yaptıkları itirazın nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında müvekkilinin markalarında asıl unsur olan "..." ibaresinin dava konusu markada da aynen asıl unsur olarak yer almasından kaynaklı benzerlik bulunduğunu, bu durumun iltibasa neden olacağını, dava konusu markayı gören ortalama tüketicinin müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılayacağını, "..." ibaresi coğrafi yer adı olsa da müvekkilinin anılan ibareyi özellikle et ürünlerinde, yoğun kullanımı sonucu ayırt edici hale getirdiğini ve markalarının tanınmış olduğunu, 6769 Sayılı SMK'nın 6/1 ve 6/5. Maddesindeki koşulların bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek.... sayılı kararının iptali ile dava konusu marka başvurusunun 29. Sınıf emtia ile 29.30 ve 32 sınıfa özgülenmiş 35. Sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden reddine, dava konusu başvurunun tescili halinde anılan ve mal hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan "..." ibaresinin coğrafi yer adı olup ayırt edici gücü zayıf, sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, özgün niteliği düşük olan markalar ile yeni markada , ufak değişikliklerin iltibas riskini ortadan kaldırmaya yeterli bulunduğunu, dava konusu "..." ibaresinin şekli ile birlikte bir bütün olarak belli bir anlama sahip olduğunu, dava konusu markanın genel izlenimi itibariyle davacının itirazına mesnet marklarından farklılaştığını, Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka kapsamında yer alan uyuşmazlık konusu hizmetler ile davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında bulunan hizmetlerin aynı tür olduğu, taraf markalarında ortak olarak yer alan "..." ibaresinin coğrafi yer adı olduğu, anılan ibarenin kullanımının kimsenin tekeline bırakılamayacağı bu nedenle 6769 sayılı Kanun 6/1 maddesi anlamında; davalı başvuru ile davacı markalarının benzer olmadığı, davacı tarafın 6769 sayılı SMK'nın 6/5 ve 9 maddeleri gereğince tanınmışlık ve kötüniyet itirazı da , bu itirazlarına ilişkin ispata yarar delil ibraz etmediği gibi taraf markaları arasında iltibas olmadığından yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ... ibaresinin coğrafi kaynak belirttiği yönündeki mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, zira müvekkilinin itirazına mesnet markalarının ağırlıklı olarak 29. Sınıf et ürünlerinde tescilli olup, ... olarak bilinen coğrafyanın et ürünleri ile maruf olduğunu söylemenin mümkün bulunmadığını, bilirkişi heyetinde yer alan karşı görüşte belirtildiği üzere taraf markaları benzer olup iltibas tehlikesinin bulunduğunu, "... ..." ibareli marka başvurusu nedeniyle Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin .... karar sayılı dosyasında açtıkları davada; itirazlarına mesnet "..." ibareli markaları ile anılan ibareli başvuru arasında benzerlik bulunduğunun kabul edilerek karar verildiğini, müvekkilinin "..." ibaresini yoğun ve yaygın kullanımı sonucu ayırt edici hale getirdiğini, itiraza mesnet markalarının tanınmış marka olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden, davalı gerçek kişinin "........ sınıflarda yer alan malların satışına özgü perakendecilik hizmetleri) sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden tescili için yaptığı.... sayılı marka başvurusuna davacı tarafın "..." ibareli markalarına dayalı olarak SMK'nın 6/1 ve 6/5 maddeleri gereğince yaptığı itirazının .... Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiğini, davacının bu karara karşı yaptığı itirazın ise taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 16/07/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, uyuşmazlık konusu 29. Sınıf emtia ile 29.30 ve 32 sınıfa özgülenmiş 35. Sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, ancak taraf marklarında ortak olarak yer alan "..." ibaresinin coğrafi yer isimi olup kimsenin tekeline bırakılamayacağından marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından SMK'nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının da ispatlanamadığı kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup davacının istinaf itirazları gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunup bulunmadığı, davacının "..." ibareli markalarının kullanım sonucu ayırt edici hale gelip gelmediği, SMK'nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere davacı , dava konusu başvuruya davalı kurum nezdindeki itirazlarında, itirazlarına mesnet markalarının kullanım sonucu ayırt edici hale geldiği iddiasını ileri sürmediğinden ve ... tarafından değerlendirilmeyen hususların ... kararının iptali istemi yönünden ileri sürülmesi mümkün bulunmadığından davacının bu iddiasının davadaki ... kararının iptali istemi bakımından dinlenmesi mümkün değilse de dava dilekçesinde dayanılan bu iddianın marka hükümsüzlüğü istemi bakımından ileri sürülmesi mümkündür. Ancak davacı tarafın "..." ibareli markalarının kullanım sonucu ayırt hale getirildiği iddiası bakımından mahkemece hiçbir değerlendirme yapılmadığı gibi bu iddia bakımından, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporunda da herhangi bir inceleme yapılmadığı anlaşıldığından Dairemizce davacının itirazına mesnet "..." ibareli markalarının, kullanımı sonucu ayırt edici hale gelip gelmediği, gelmiş ise hangi mal ve hizmet sınıfında ayırt edici hale geldiği hususlarında yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden raporu alınması için HMK'nın 356. Maddesi gereğince duruşma açılmasına karar verillmiştir.
Dosyaya ibraz edilen 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda, uyuşmazlıkla ilgili olarak genel bilgi verildikten sonra davacının kullanım sonucu ayırt edicilik iddiası bakımından sunduğu deliller değerlendirilmeksizin, ... ibaresinin sırf coğrafi yer ismi olması nedeniyle kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmayacağı bildirilmiş, bilirkişi raporunda davacı tarafın kullanımla ayırt edicilik iddiası yönünden yeterli değerlendirme yapılmadığından ve bu husustaki davacı delilleri incelenmediğinden, davacı tarafça sunulan deliller tek tek incelenmek suretiyle davacı tarafça dava konusu başvuru tarihinden önce ... ibaresine kullanımla ayırt edicilik kazandırılıp kazandırılmadığı hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, 04/10/20121 tarihli ek raporda; davacı tarafın dosyaya sunduğu delillerden ... ibareli markalarının ortalama tüketici nezdinde
gerçek anlamından sıyrılıp firmanın mal/hizmetleri ile özdeşleştiği sonucunun
çıkarılabileceği bir ayırt edicilik kazanmadığı açıklanmıştır. Kök raporda "..." ibaresinin sırf coğrafi yer adı olması nedeniyle kullanım sonucu ayırt edici hale gelmeyeceği bildirilmişse de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin ... saylı ilamları ile yine coğrafi bir yer adı olan "..." ibaresinin uzun süreli kullanım sonucu gıda sektöründe marka sahibi lehine ayırt edici hale geldiği bu sebeple anılan ibarenin benzerliğinin markalar arasında iltibasa neden olacağı kabul edildiğinden Dairemizce kök rapordaki bu görüşe iştirak edilmemiş, davacının delilleri tek tek incelenmek suretiyle oluşturulan bilirkişi ek raporu ise Dairemizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli görüldüğünden davacı tarafın ek rapora itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan çerçevesinde, dava konusu "... +şekil" ibareli marka ile davacının itirazına mesnet "..." ibareli markaları arasında, uyuşmazlık konusu 29. ve 29. 30. ve 32 sınıfa özgülenmiş 35. Sınıf mağazacılık hizmetleri yönünden emtia benzerliği şartı gerçekleşmişse de , taraf markalarında orta olarak yer alan "..." ibatesinin coğrafi yer adı olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 26.11.1999 tarih,..... sayılı kararında da belirtildiği gibi ülkemizdeki şehir, bölge, coğrafi yer veya maruf mahal isimlerinin tek bir sözcük olarak bir kişinin tekeline bırakılmayacağı, bu şekildeki şehir, ilçe veya maruf yerleşim yeri adlarının coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave ekler yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün bulunduğu, dava konusu markanın da "..." ibaresinden ve “...” ve “kutumda” ibarelerinin ortasından geçecek şekilde sopa ve sopaya bağlı hurçtan oluşan şekil unsurundan , davacının itirazına mesnet marklarının ise "...", "... ..." "... ...", "... Sofrası" ibarelerinden oluştuğu, görüldüğü üzere taraf markalarında ... ibaresi ortak olsa da davacının "..." ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale geldiği iddiasını ispatlayamaması ve anılan ibarenin coğrafi yer adı olması nedeniyle taraf marklarında bu ibarenin ortak olarak yer almasının iltibasa neden olmayacağı, dava konusu markada yer alan diğer kelime ve şekil unsurlarının dava konusu markayı ile davacı markalarından farklılaştırdığı, buna göre tarafların marka işaretleri benzer olmadığından SMK'nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, tarafların marka işaretleri benzer bulunmadığından davacı markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili bulunmadığı, bu bağlamda dava konusu ... kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizce duruşma açılarak inceleme yapıldığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 356 madde uyarınca KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 30.05.2019 gün ve ...karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı ... kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
9-Davalı ... kendisini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 5.100,00.TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı kuruma verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 24/11/2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2021
....
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.