17. Hukuk Dairesi 2013/21469 E. , 2015/10644 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, Alman vatandaşı olan müvekkilerinin Türkiye"de kendilerine bir ev satın alması için davalı ..."ye para gönderdiklerini, evin değerinin gönderilen paradan daha az olduğunun alaşılması üzerine borçlu aleyhine...2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/58-2006/26 sayılı dosyasında sebepsiz zenginleşme davası açıldığını, dava sonunda müvekkillerinin borçludan alacaklı olduğunun tespit edildiğini kararın ... denetiminden geçerek kesinleştiğini, borçlunun müvekkilerinin bu alacağının tahsilini engellemek amacıyla adına kayıtlı olan taşınmazını oğlu olan diğer davalı ..."ye, onun da davalı ..."a satarak devir ettiğini ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, satışın gerçek bir satış olduğunu davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece davacıların yabancı uyruklu olduğu, 5718 sayılı MÖHUK"nun 48/1.maddesi uyarınca Türk Mahkemesinde dava açan ve davaya katılan veya ... takibinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı yatırmak zorunda olduğu, mahkemece belirlenen teminatın yatırılması için davacı tarafa kesin
süre verildiği, davacı tarafın bu süre içinde teminatı yatırmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yabancılar da Türk Mahkemelerinde (Türk vatandaşları gibi) dava açabilirler. Ancak, yabancıların Türk Mahkemelerinde Türk vatandaşlarına karşı açmış oldukları davaların görülebilmesi için kural olarak dava (yargılama) giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak kadar bir teminat göstermeleri zorunludur (EHVK.m.3). Ancak, yabancı davacının teminat göstermesi yükümlülüğünün bazı istisnaları vardır. Bu istisnalar; yabancı davacının Türkiye"de yeteri kadar emlakı varsa teminat gösterme yükümlülüğü yoktur (EHVK.m.3, I c.2). Yine yabancı davacının mensup olduğu devlet ile Türkiye arasında teminattan muafiyet hakkında bir sözleşme varsa, yabancı davacı Türkiye"de dava açarken teminat göstermekle yükümlü değildir, yani teminattan muaftır (EHVK.m.3,II).
Somut olayda Alman vatandaşı olan davacıların Türkiye"de taşınmaz mallarının bulunduğu anlaşıldığı gibi Türkiye üye devletlerin teminattan muafiyetine ilişkin 01.03.1954 günlü "Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi"ne 1972 yılında (1574 sayıl Kanunla) katılmıştır. Bu sözleşmeye Türkiye gibi Almanya da taraftır. Bundan başka Türkiye ile Almanya arasında teminattan muafiyete ilişin hükümler içeren ve Türkiye tarafından 15.05.1930 gün ve 1622 sayılı Kanunla onanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Devleti Arasında Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliyeye Müteallik Münasebatı Mütekabileye Dair Mukavelename"nin 2.maddesi uyarınca, Alman vatandaşı olan davacılar dava açarken teminat göstermekten muaftırlar.
Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle teminat gösterme yükümlülüğü bulunmayan davacıların teminat göstermediklerinden (mahkemece belirlenen teminatı yatırmadıklarından) bahisle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.