Esas No: 2018/3484
Karar No: 2021/4590
Karar Tarihi: 25.03.2021
Danıştay 6. Daire 2018/3484 Esas 2021/4590 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/3484
Karar No : 2021/4590
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, … ve … sayılı adaların güneyinde bulunan park alanına rekreasyon kullanımı eklenmesine yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin; plan ana kararlarını ve planın bütünlüğü ve devamlılığını bozucu olduğu, bilimsel ve nesnel bir gerekçeye dayanmadığı, taşınmaz sahiplerinden bedelsiz alınarak kamuya kazandırılan alanın "park" alanı olarak belirlenmesi ile nihai amacına ulaştığı, herhangi bir yapılaşma hakkı tanınmamış "park" alanına ilaveten çok sayıda sosyal-kültürel fonksiyonun yer alabileceği "rekreasyon" fonksiyonunun eklenmesinin yapılaşmaya neden olacağı, rekreasyon kullanımı eklenmesiyle oluşan 0.05 oranında yapılaşma hakkının mevcut yeşil alanı azaltıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın süresinde açılmadığı, imar planı değişikliğinin bölge ihtiyaçları doğrultusunda kamu yararı gözetilerek yapıldığı, sosyal teknik altyapı dengesini bozmadığı, rekreasyon alanında halk ekmek bayisinin hizmet vereceği, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu iddialarıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İmar planı değişikliğine konu alanın yeşil alan olması nedeniyle kentte yaşayan herkesin menfaatini etkilediği, bu sebeple dava açma ehliyetinin bulunduğu, dava konusu alanın park alanından rekreasyon alanına çevrilmesinde herhangi bir haklı neden olmadığı, noktasal bazda yapılan plan değişikliğinin belirli kişilere rant sağlama amacıyla plan değişikliği yapıldığı, bu haliyle Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesine aykırı olduğu, nüfus yoğunluğunun artması halinde gerekli sosyal donatı alanlarının artırılması gerektiği ancak buna yönelik değişikliklerin yapılmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Ankara ili, Çankaya ilçesi, … ve … sayılı adaların güneyinde bulunan park alanına rekreasyon kullanımı eklenmesine yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararına karşı davacı tarafından 25/04/2015 tarihinde yapılan itirazın … tarih ve … sayılı işlem ile reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri dava ehliyetidir. Dava ehliyeti, dava şartıdır. Dava şartı olduğu için karar kesinleşinceye kadar her aşamada taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme veya temyiz mercileri tarafından da yargılamanın her aşamasında re'sen değerlendirilmelidir. Davacının, sübjektif dava açma ehliyetinin bulunmaması halinde, idari yargı merci işin esasına girmeksizin, davayı ehliyet yönünden reddeder. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlali kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 14. maddesinin 2. fıkrasında; "Sosyal ve kültürel altyapı alanları:
a - Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence ve kıyı alanları toplamıdır. Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvanat bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.
aa - Çocuk bahçeleri: 0-5 yaş grubunun ihtiyaçlarını karşılayacak alanlardır. Bitki örtüsü ile çocukların oyun için gerekli araç gereçlerinden büfe, havuz, pergole ve genel heladan başka tesis yapılamaz.
ab - Parklar: Kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçlarına cevap veren alanlardır. İmar planındaki park alanlarının içerisinde park için gerekli başka tesisler gösterilmemişse, ancak büfeler, havuzlar, pergoleler, açık çayhane ve genel heladan başka tesis yapılamaz. Lüzumu halinde açık spor tesisleri yapılır.
ac - Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, oto kros gibi her türlü sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlardır. Bu alanda yapılacak yapıların emsali (0.05) i, yüksekliği (6.50) m. yi geçemez." hükmüne yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrasının (vvvv) bendinde, yeşil alanlar, toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve rekreaktif alanlarının toplamı şeklinde tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan maddede yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetimin amacı her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açanın menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.Danıştay içtihatlarında çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla kamu yararını yakından ilgilendiren konulara ilişkin düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda menfaat ilişkisi geniş yorumlanmaktadır. İptal davası açabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı ara kararı ile davacıdan, '' Ankara ili, Çankaya ilçesi, … ve … sayılı adaların güneyin bölümündeki alanla ilgili dava konusu planların davacının menfaatini ne şekilde ihlal ettiğinin açıklanmasının (davacının bu alanda semt sakini, malik, kiracı vs. olduğunun) ve buna dair bilgi ve belgelerin sunulmasının istenilmesine " karar verildiği, ara kararına cevaben sunulan 02/11/2016 tarihli beyan dilekçesinde; "davacının şehirde yaşayan vatandaş sıfatıyla park alanı kullanımındaki taşınmazdan yararlanmasına aykırı olarak tesis olunan dava konusu işlemde menfaatinin etkileneceği " şeklindeki beyanlara yer verildiği görülmektedir.
Her ne kadar, dava konusu işlem kamusal yanı ağır basan işlemlerden olsa da, dava konusu işlem ile davacı arasında meşru, güncel, somut bir menfaat alakasının bulunması gerekmektedir. Aksi durumun kabulü toplum yararına olduğu düşünülen her konuya tüm vatandaşların ve şehir sakinlerinin dava konusu yapabilmesi olasılığını beraberinde getirir ki bu durumun dava açma ehliyetine ilişkin yasal düzenlemenin amacına aykırı olacağı açıktır.
Bu yönüyle, dava konusu işlemin davacının menfaatini etkileyip etkilemediği araştırılırken, davacının şehir sakini bir vatandaş sıfatıyla dava açıp açamayacağı hususu incelenmelidir.
Yukarıda anılan mevzuatta park ve rekreasyon kullanımlarının yeşil alan başlığı altında düzenlendiği görülmektedir. Uyuşmazlıkta ise "park" kullanımında bulunan taşınmazın "park ve rekreasyon" kullanımına alındığı, bu haliyle dava konusu taşınmazın yeşil alan fonksiyonunun devam ettiği, kent ve kent parçasında yaşayanların kullanımına açık umumi hizmet alanlarının kaybına ilişkin olmadığı hususları göz önüne alındığında dava konusu işlemin çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konular arasında yer almadığı, davacının yaşadığı yerin başka bir mahal ve konumda bulunması karşısında, dava konusu işleme karşı kişisel, ciddi ve güncel bir menfaat bağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/03/2021 tarihinde, kesin olarak, oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY : 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü gerekmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel menfaat ilişkisinin varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda da yorumlanması gerekmektedir.
Öte yandan, çevrenin, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda, belde veya semt sakini sıfatıyla açılan davalarda, dava açma ehliyetinin daha geniş yorumlanmak suretiyle belirlenmesi gerektiği Danıştay içtihatları ile kabul edilmekte, bu doğrultuda kamuya tahsisli alanlara ilişkin plan değişikliklerine karşı açılan davalarda, belde sakini olmak dava açma ehliyeti için yeterli görülmektedir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 14. maddesinin 2. Fıkrasının a bendinin ac alt bendinde, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, oto kros gibi her türlü sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlar olarak tanımlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar dava konusu imar plan değişikliğine konu taşınmazın yer aldığı "Mustafa Kemal Mahallesi " sınırları içerisinde davacının maliki olduğu taşınmaz bulunmamakta, ayrıca davacı aynı mahalle sınırları içerisinde ikamet etmemekte ise de, park kullanımına rekreasyon kullanımının eklenmesiyle yapılaşma koşullarının arttığı hususu göz önüne alındığında bu davanın çevreyi ve kamu yararını yakından ilgilendirdiğinin ve davacının dava açma ehliyeti bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin esasının incelenmesi gerektiği oyuyla davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği yolundaki Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.