22. Hukuk Dairesi 2015/5925 E. , 2015/9236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, aidat alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı ... arasında toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"na göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek 150.000,00 TL sendika üyelik ve dayanışma aidatı asıl alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte, ayrıca dava tarihine kadar 1.000,00 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığı, faiz talebinin yerinde olmadığı ve ayrıca davacının talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü ile 168.499,99 TL"nin dava tarihinden bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve ayrıca taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre "İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır" hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 2821 sayılı Kanun"un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur."
Toplu iş sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, bilirkişi raporuna itibarla, toplam belirlenen alacaktan, dava tarihinden önce ödendiği tespit edilen 67.915,14 TL mahsup edilmiş ise de, mahsup işleminin eksik yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, bilirkişi raporunda, 20.04.2006 tarihinde 5.000,00 TL ödendiği belirlenmiş ise de, anılan tarihte 10.000,00 TL, yine 18.05.2006 tarihinde 1.581,64 TL ödendiği belirlenmiş ise de anılan tarihte de, 3.163,28 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, mahsubun toplamda 6.581,64 TL eksik yapıldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı tarafından, yargılamanın devamı sırasında yeni ödeme belgeleri sunulduğu ancak mahkemece bunların da değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, mahsup işleminin yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda yapılması ve davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin nazara alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 123. maddesine göre “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.”
Davacı vekilinin, hukuki olarak davayı geri alma niteliğinde olan, işlemiş faiz alacağı yönünden atiye terk talebine karşı, davalının açık rızası bulunmadığından, bu yöne dair temyiz istemi yerinde değildir.
Bununla birlikte, mahkemece, taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL işlemiş faiz alacağı hüküm altına alınmış ise de, gerekçede davacının 471.619,00 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğunun tespitine dair verilen karar yönünden yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dosya içeriğinden, aynı miktarda işlemiş faiz alacağı tutarı tespit edilen ve hükme esas alındığı belirtilen her iki bilirkişi raporunda da, işlemiş faiz hesabı yapılırken, ... faiz oranlarının esas alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, öncelikle .... işletme kredisi faizi uygulayan bankalar sorularak duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, daha sonra ilgili bankaların uygulayacaklarını bildirdikleri faiz oranları..ndan sorulmalı ve son olarak ilgili bankalardan da fiilen uyguladıkları işletme kredisi faiz oranları sorulmalı ve bu suretle “bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı” tespit edildikten sonra işlemiş faiz hesabı yapılmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.