22. Hukuk Dairesi 2015/6965 E. , 2015/9235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, genel merkez yönetim kurulunun 08.02.2014 tarih ve 270 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı sendikaya ilk olarak 2008 yılında üye olduğunu, 3. ve 4. olağan genel kurullarda merkez yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, merkez yönetim kurulunun delegelerin iradesine aykırı şekilde, tüzükte belirtilen yetki ve görevlerini aşarak hem sendika üyeliğine hem de yönetim kurulu üyeliğine son verdiğini, kararın 4688 sayılı Kanun ve tüzük ile demokratik esaslara ve delegelerin iradesine açıkça aykırı olduğunu, ayrıca her ne kadar 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Resmi Gazetede yayımlandığı 02.11.2011 tarihine kadar genel müdür yardımcısı kadrosunda olduğundan bahisle sendika üyeliğine ve başkan yardımcılığı görevine son verilmiş ise de, yönetim kurulu kararının esas yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, bakanlık bünyesindeki genel müdür yardımcılığı görevinin sadece 2005 ve 2006 yılları içerisinde olduğunu ancak sendikal hayatının ise 2008 yılında başladığını, ayrıca kanun değişikliği sebebiyle genel müdür yardımcılığı kadrosunun kaldırıldığını ve müşavir kadrosuna atandığını ileri sürerek sendika üyeliğinin ve buna bağlı olarak merkez yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesine dair davalı sendika merkez yönetim kurulunun 08.02.2014 tarih ve 270 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkil sendikanın işleminin, zaten kendiliğinden, hiçbir işleme gerek kalmaksızın sendika üyeliği ve merkez yönetim kurulu üyeliği sona eren davacının durumunun tespitinden ibaret olduğunu, davacının bakanlık müşaviri kadrosuna atandığını, davacının 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihine kadar genel müdür yardımcısı kadrosunda bu tarihten sonra ise bakanlık müşaviri kadrosunda olması sebebiyle mevcut sendika üyeliğinin ve dolayısıyla genel başkan yardımcısı görevinin sona erdiğine dair merkez yönetim kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, davacının sendika üyeliğinin sona erdiğine dair genel merkez yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu"na göre kurulan ve faaliyet gösteren kamu görevlileri sendikaları yönünden sendika kurucusu ve üyesi olamayacak kişiler, aynı Kanun"un 15. maddesinde sayılmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre “Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların müsteşarları, başkanları, genel müdürleri, daire başkanları ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, belediye başkanları ve yardımcıları” kamu görevlileri sendikalarına üye olamazlar.
Dosya içeriğinden, davacının, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünde genel müdür yardımcısı sıfatıyla görev yapmakta iken 25.04.2006 tarihinde görevden alındığı ve Strateji Geliştirme Başkanlığına uzman sıfatıyla atandığı, davacının bu atama işleminin iptali talebiyle idari yargıda dava açtığı, öte yandan, yargılama süreci devam ederken davacının, davalı sendikaya 31.01.2008 tarihinde üye olduğu ve 09.12.2012 tarihli genel kurulda da genel merkez yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, nihayet Ankara 3. İdare Mahkemesinin 08.05.2013 tarih ve 2013/445 esas, 2013/836 karar sayılı ilâmıyla da atama işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
02.11.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile davacının daha önce görev yaptığı “Telif Hakları ve” kadrosu kaldırıldığından, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici sekizinci maddesi gereğince, davacının, 28.10.2013 tarihinde “Bakanlık Müşaviri” sıfatıyla ataması gerçekleştirilmiştir. Bunun üzerine, davalı sendikanın 08.02.2014 tarih ve 270 sayılı genel merkez yönetim kurulu kararı ile davacının, sendika üyeliğinin ve buna bağlı olarak genel merkez yönetim kurulu üyeliğinin sona ermiş olduğuna karar verilmiştir.
Somut olayda, bakanlık müşaviri olarak ataması gerçekleştirilen davacının, 4688 sayılı Kanun"un 15. maddesinin (c) bendi kapsamında belirtilen ve sendikaya üye olamayacak kamu görevlileri arasında bulunduğu tartışmasızdır. Nitekim anılan maddede, devletin idare mekanizmasında görev yapan bir kısım kamu görevlisi sayıldıktan sonra “bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri” nin de sendika üyesi olamayacakları açık olarak ifade edilmiştir. Davacının, atamasının gerçekleştiği 28.10.2013 tarihi itibariyle sendika üyeliği kendiliğinden son bulduğundan, esasen dava konusu genel merkez yönetim kurulu kararı da bu hususun tespitinden ibaret olup, 4688 sayılı Kanun"un 16. maddesi anlamında üyelikten çıkarma kararı olarak da değerlendirilemez.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.