17. Hukuk Dairesi 2014/4728 E. , 2015/10636 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, dava dışı amme borçlusu ... borcundan dolayı davalı alacaklı tarafından, borçlu hakkında yürütülen takipte, müvekkiline ait taşınmaz üzerine 25.2.2008 tarihinde haciz konulduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazı Honaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/29-217 sayılı tescil kararıyla edindiğini ve söz konusu kararın 17.01.2011 tarihinde kesinleştiğini, takip borçlusu ..."in borcu karşılayacak başka taşınmazlarının da bulunduğunu ileri sürerek müvekkiline ait taşınmaz kaydı üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı idare vekili, davacı ve borçlunun kardeş olduklarını, davacının taşınmazı üzerindeki haciz ile birilkte iktisap ettiğini tescilin, kamu haczinden sonra yapıldığını, işlemin hacizden kurtulma amacıyla yapılmış olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacı ve borçlunun kardeş oldukları, dava konusu taşınmaz üzerine 25.02.2008 tarihinde haciz konulduğu, davacının tescil davasını bu tarihten sonra 22.02.2010 tarihinde açtığı ve taşınmazın davacı adına tesciline hacizden sonra karar verildiği, tescil isteminin taşınmaz üzerindeki kamu haczinin muvazaalı olarak kaldırılmasına yönelik olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 A.A.T.U.H.K uyarınca yapılan takipte konulan haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın, davalı Hazine tarafından 25.02.2008 tarihinde konulan hacizden sonra davacı adına tescil edildiği, tescil davasının kamu haczinin kaldırılmasına yönelik olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de eksik inceleme ile varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı 3.kişi, dava konusu taşınmaz ile birlikte başka taşınmazların borçlu kardeşi ile ortak murislerinden mirasen kaldığını, 03.12.2007 tarihli miras taksimi sonucu dava konusu taşınmazın kendi hissesine düştüğünü, belediyece yapılan imar uygulaması sonunda bu yönde belgeler hazırlanarak bu paylaşıma göre hazırlanan listenin 17.08.2007 tarihinde belediyece Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderildiğini ve Belediyece gönderilen bu belge üzerine intikallerin yapıldığını, bu hatalı bildirim nedeniyle halen ve 25 yıldır fiilen kullandığı, taksim sonucu kendi hissesine düşen dava konusu taşınmazın dava dışı borçlu kardeşi ... adına, onun tarafından kullanılan ve onun hissesine düşen taşınmazın da kendi adına tescil edildiğini, bu hatanın sonradan fark edilmesi üzerine Honaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/29-217 sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açıldığını, davanın kabul edilerek, hatalı bildirim ve tescil nedeniyle dava dışı (borçlu) ... adına oluşan tapu kaydının iptali ile kendisi adına tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazda halen kendisinin oturduğunu, kendi adına tescil edilen gerçekte borçlunun hissesine düşen taşınmazda da borçlunun oturduğunu beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacı ... ile dava dışı borçlu ...in fiilen (halen) oturdukları taşınmazların hangi numaralı taşınmazlar olduklarının mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edildikten sonra bu taşınmazlara ait miras taksimine ilişkin sözleşmenin de ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek hasıl olacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözardı edilerek eksik inceleme ile hüküm konulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.