11. Ceza Dairesi 2019/8475 E. , 2021/3966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Sanıklar müdafinin temyiz isteminin sanıklar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik olup bu taleple sınırlı olarak, katılan vekilinin temyiz isteminin ise esasa ilişkin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
1-Sanıklardan ..."ün uzun bir süre yanında çalıştığı katılanın, banka kredisi için kullanılmak üzere kendisine bıraktığı imzalı boş kağıdı, diğer sanık ile iştirak halinde hareket ederek, alacaklısı sanık ... borçlusu katılan olacak şekilde 200.000 TL bedelli bir borç sözleşmesi haline dönüştürdükten sonra, bu sözleşmenin sanık ... tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/261 Esas sayılı dosyası kapsamında alacak davasına konu edildiği iddiasıyla, sanıklar hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan açılan kamu davalarında; sanıkların savunmalarında birbirlerini tanımadıklarını beyan etmeleri ve sanık ..."ın katılanın kendisine olan 200.000 TL"lik borcuna istinaden suça konu sözleşmenin düzenlendiğini bildirmesine karşın, katılanın aşamalardan alınan beyanlarında sanık ..."ı tanımadığını, kendisiyle herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, sanıkların komşu olup önceden birbirlerini tanıdıklarını söylemesi, suça konu borç sözleşmesi aslının dosya içerisinde veya Adli emanette bulunmaması ve Mahkemece belge üzerinde herhangi bir inceleme yapılmamış olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tepiti bakımından;
a)Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan; suça konu borç sözleşmesi aslının dosya içerisine getirtilerek incelenmesi, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra denetime esas olmak üzere dosya içerisinde bulundurulması,
b)Sanık ...’ın suç tarihinde katılana 200.000 TL nakit olarak borç verebilecek ekonomik gücü olup olmadığının araştırılması,
c)Suç tarihinde sanıkların ve katılanın hangi telefon hatlarını kullandıklarının tespit edilmesi ve borç sözleşmesinin düzenlendiği 01/03/2009 tarihi ile alacak davasının açıldığı 23/05/2011 tarihlerine yakın tarihlere ait HTS kayıtları temin edildikten sonra, katılan ve sanık ...’ın ya da sanıkların önceden tanışıp tanışmadıklarının belirlenmesi;
Toplanan tüm delillere göre, farklı bir amaçla sanık ...’e verilen boş kağıdın, iştirak halinde hareket eden sanıklar tarafından veriliş amacına aykırı olarak doldurulduğu ve alacak davalarına konu edildiğinin tespiti halinde; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01/05/2001 tarih ve 2001/6-70 Esas ve 2001/77 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, imza sahibinin tevdi ettiği kişinin kağıdın zilyetliğinden vazgeçerek bunu başka bir kişiye vermesi halinde, kağıdın yeni zilyedi olan sanık ... açısından “esasen kendisine tevdi ve teslim olunmayan kağıdı bertakrip (hukuka aykırı) ele geçirme” keyfiyetinin gerçekleşmiş olacağı cihetle, açığa imza atandan aldığı kağıdı faile veren sanık ...’ün eyleminin de “bertakrip ele geçiren failin” fiiline iştirak niteliği kazanacağı ve yüklenen eylemin 5237 sayılı TCK"nin 209/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 207/1. maddesindeki “özel belgede sahtecilik” suçuna vücut vereceği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme neticesinde sanıklar hakkında suç vasfında da yanılgıya düşülerek açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan beraat kararları verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)“23/05/2011” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “01/03/2009” olarak yanlış yazılması,
b)Beraat eden ve kendilerini vekille temsil ettiren sanıklar lehine, maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.