11. Hukuk Dairesi 2019/1691 E. , 2020/5160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 01.11.2017 tarih ve 2016/238 E- 2017/998 K. sayılı kararın davalılar ... ile ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 21.01.2019 tarih ve 2018/357 E- 2019/73 K. sayılı kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesinin davalılar ... ile ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 03.11.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ve Av. ...ile davalılardan ... ve ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalıların davalı şirketin ortakları olduğunu, ..."nin aynı zamanda şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı ortakların kendilerine ait ... ada... parsel ve ... ada ... parseldeki tarla vasıflı taşınmazlarını gerçek değerinden çok fazla bir bedel ile şirkette sattığı, şirketin dava konusu gayrimenkule ihtiyacı olmadığı gibi işletme mevzusu içerisinde tarımsal faaliyeti de olmadığı, davalı ortakların fahiş bedelleri de şirketten tahsil etmek sureti ile temsilcisi ve ortağı oldukları şirketi zarara uğrattıklarını, bu sebeple yapılan devirlerin geçersiz olduğunu, gerçek kişi davalıların bu zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek davalı şirket adına kayıtlı olan taşınmazların şirkete devir işlemlerinin muvazaalı ve gerek şirketi gerekse diğer ortakları zarara uğratmak amacına yönelik olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarının iptaline, ... ada ... parselin davalı ..., ... ada... parselin davalı ... adına tapuya tesciline, bu taşınmazlar için şirket tarafından davalılar ... ve ..."ye ödenen satış bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete iadesine/verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.01.2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile Konya ili Cihanbeyli ilçesi ... ada... parsel ve ... ada ... parel sayılı taşınmazların mülkiyetlerinin Kaleler Petrol İnş. San. ve Tic. A.Ş. adına kalarak taşınmazların bilirkişi marifetiyle belirlenen değerleri toplamı 562.500,00
TL"nin, şirket tarafından davalılara ödenen 2.000.000,00 TL bedelden tenzili ile diğer bir ifade ile davalılar...l ve ..."nin şirkete verdiği zarar miktarı olan 1.437.500,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar...l ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete iadesine/verilmesine, bu talebin kabul edilmemesi...nde tapu kayıtlarının iptaline, ödenen satış bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; söz konusu taşınmazların şirkete devredilmesinden dolayı müvekkillerine hiç bir şekilde para ödenmediğini ve işlemden de zarar gören olmadığını, mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi"nce tüm dosya kapsamına göre; dava konusu gayrimenkullerin alımı için herhangi bir karar alınmadığı, gayrimenkullerden dolayı keşif tarihi itibariyle davalı şirketin herhangi bir kira geliri bulunmadığı, davalılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı şirketin ticari defterlerine gayrımenkul alış kaydının yapıldığı, yapılan kayıtlara göre gayrimenkullerden dolayı şirketin davalı ..."ye 1.200.000,00 TL, arsa bedeli 40.000,00 TL Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne ödenen harç olmak üzere 1.240.000,00 TL, davalı ..."ye 800.000,00 TL arsa bedeli, 20.000,00 TL Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne ödenen harç olmak üzere 820.000,00 TL borçlu olduğu, devir tarihindeki taşınmazların gerçek değerinin tespit edildiği gerekçesiyle davalı ..."nin şirketi 870.000,00 TL zarara uğrattığı, davalı ..."nin ise şirketi 511.250,00 TL zarara uğrattığı anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar ... ve ... vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; yeniden bilirkişi raporu alınarak; taşınmazların alış kaydının şirket defterlerine yapıldığı, şirket defterlerine göre...l ve ...’ın şirketten alacaklı olduğu, davalılara taşınmaz satış bedeline yönelik ödeme yapılmadığı, ayrıca, dava konusu gayrimenkullerin alımı için şirket genel kurulunda alınmış herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi taşınmazların alınan bilirkişi raporuna göre de satın alma bedellerinin fahiş olduğu, taşınmazlardan kira geliri elde edildiğine dair kayıt bulunmadığı, aynı mahkemenin 2016/626 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmediğinden davalı ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptal ile davalı gerçek şahıslar adına tapuya tesciline, dava konusu taşınmazların devirleri için şirketçe ödenen bir para bulunmadığından (şirket kayıtlarında davalılara borçlu gözükmesine rağmen) davalılara iptal edilen taşınmaz satışları nedeniyle iadesi gereken bir tutar bulunmadığının tespiti ile iadesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi"nce verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olup, satış işlemi nedeniyle şirketin zarara uğratıldığının iddia edilmesi nedeniyle şirketin doğrudan zararının ortaklar yönünden dolaylı zarar teşkil etmesine ve bu nedenle münferit olarak dava açabilecek olmalarına, bu davanın açılması üzerine 1980 yılında kurulmuş şirkette tüm kuruluş paylarının davalı ... tarafından ödendiği iddiasıyla davacı aleyhine 30 yıl sonra açılan hisselerin iptaliyle...l adına tesciline ilişkin davanın sonucunun beklenilmemesinde TMK"nın 2. maddesi gözetildiğinde bir usulsüzlük bulunmamasına, her ne kadar şirket tarafından henüz davalı... ve ..."a bedel ödenmemiş ise de taşınmaz satış bedelinin yaklaşık iki katı oranında şirketin davalılara borçlandırılmış ve şirket zararının bu suretle gerçekleşmiş olmasına, ıslahla davacı terditli talepte bulunmuş ise de fazla ödeminin istirdadına ilişkin talebe ödemenin henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle hükmedilmeyip ikinci talebe karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davalı ..."in hem ortak, hem yönetici, ..."ın ise ortak sıfatının bulunması nedeniyle şirketi zararlandırıcı işlemin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 61.497,61 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar ... ile ..."den alınmasına, 18.11.2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacının ortak olmadığının tespiti davasında verilecek karar, davacının aktif dava ehliyetini etkileme ihtimali bulunduğundan, söz konusu ortaklığın tespiti davasının bu davada bekletici mesele yapılması gerektiği görüşünde olmam nedeniyle sayın çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.