Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın aşamalarda alınan savunmasına göre eylemin saat 04.30 sıralarında gerçekleştiği, Uyap sisteminden olay tarihinde İstanbul ilinde güneşin (yaz saati uygulaması) saat: 05.42’de doğduğunun anlaşılması karşısında, eylemin gece vakti işlendiği dikkate alınarak, sanık hakkında kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK"nın 143. ve 116/4. maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Sanık ..."a istemi aranmaksızın 5271 sayılı CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii eşliğinde savunmasının alınması gerekirken, müdafii hazır bulundurulmadan savunmasının alınarak savunma hakkının kısıtlanması, 3-Kabule göre de; İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde karar gerekçesinde gece sayılan zamanda iş yeri dokunulmazlığının ihlal edildiğinin kabul edilmesine rağmen, bu kabul ile çelişir şekilde gündüzleyin konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 11.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.