6. Hukuk Dairesi 2021/5067 E. , 2021/1366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekilince açılan, alacak davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce (Kapatılan 15.Hukuk Dairesi) 2020/2671 Esas, 2021/2369 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemiz (Kapatılan 15.HD.) kararına karşı davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelden indirim ve bu miktarın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait iş yerindeki döşeme ve duvarda kullanılacak malzeme kaplaması yapımının 103.423,00 TL bedel ile yapılması için davalı şirket ile anlaşıldığını, davalının işe başladıktan sonra anlaşma gereği tüm işleri tamamlamadığını, yere döşenen mermerlerde renk farkı ve simetri sorunları olduğunu, döşeme ve duvar kaplamalarındaki ayıplar nedeniyle, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını, aksi halde, ayıp oranında bedelden indirim uygulanarak bu bedelin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işin yapım bedelinin 103.423,00 TL olduğu ve davacı tarafın kendilerine işe başlama sırasında ve sonraki 3 değişik tarihte toplam 75.000,00 TL ödediklerini ve bakiye 28.423,00 TL kaldığını, yaptıkları imalatların ayıplı olmadığını, ancak doğal mermerin her tarafının aynı tonda ve aynı renkte olmasının mümkün olmadığını, ihbarın süresinde yapılmadığını, satılan ve döşenen mermerlerin ayıplı olmadığını, davacının teknik elemanı olan mimarın mermer işlerini beğendiğini ve işlerin zaman aralığında yapıldığını, hiçbir şekilde itirazın olmadığını, iş bittikten sonra yaklaşık iki hafta sonra ödeme yapılmasının yapılan işin beğenildiği anlamını taşıdığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla bir an işin ayıplı olduğu kabul edilse dahi ayıplı olduğu iddia edilen kısımların işin %1-2 si kadar olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından yasal süresi içinde temyizi üzerine Dairemizin 20.06.2017 T. ve 2016/2669 E., 2017/2628 K. sayılı ilamı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile “Öyleyse ayıbın açık ayıp olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı teslim tarihine göre saptanmalıdır. Teslim ve ayıp ihbarı tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabileceğinden bu hususta tarafların delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir” gerekçesiyle hükmün temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, teslim ve ayıp ihbarı konusunda tarafların tanıkları da dinlenerek tacirlerin noter kanalıyla ya da iadeli taahhütlü posta yoluyla ihbar yükümlülüğünün yerine getirmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 31.05.2021 T. ve 2020/2671 E., 2021/2369 K. sayılı ilamı ile “ mahkemece; bozma ilamında belirtilen teslim ve ayıp ihbarının tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabileceği, bu hususta tarafların delilleri toplanıp karar verilmesi gerektiği hususları üzerinde durularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bozmaya uyulmasına rağmen, bozma gereği yerine getirilmeksizin tacirlere özgü ihbar mükellefiyetine uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesiyle hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verildiği görülmüştür.
İşbu karara karşı davalı vekilinin süresinde karar düzeltme isteminde bulunduğu görülmüştür.
Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkı, 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde düzenlenmiş olup,“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı tarafa temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği görülmekle, davalı tarafa temyize cevap ve katılma yoluyla temyiz hakkı tanınmaması adil yargılanma hakkının ihlali ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan davalının yokluğunda yargılama yapılarak zuhulen kararın bozulması doğru olmamış, bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 31.05.2021 T. ve 2020/2671 E., 2021/2369 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, temyiz dilekçesinin davalı tarafa tebliği ile temyize cevap ve katılma yoluyla temyiz süreleri beklenilerek gereğinin ifası için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE 10.11.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.