(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/7726 E. , 2010/449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava ziynet eşyaları bedelinin tahsiline ilişkindir . Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş.hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, düğünde kendisine takılan 10 adet burma bilezik ile 30 adet çeyrek altının kendisine ait olduğunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynet eşyaları bedeli olarak 1.000.00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili,ziynet eşyalarını düğün masrafları ve davacının şahsi ihtiyaçları için birlikte bozdurduklarını 5-6 adet çeyrek altınında davacı üzerinde gittiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma,yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara el atmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen verilmesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olduğundan Borçlar Kanununun 125.maddelerinde belirlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Borçlar Kanununun 132.maddesinin dikkate alınması gerekir.
Olayımıza gelince; Davacı kendisine düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL nin tahsilini istemiştir.Ziynet eşyaları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, bilişkişi raporunda ziynet eşyalarının değerini 7.095.25 TL olarak tesbit etmiştir.Bilirkişi raporunda belirlenen miktara göre davacı vekili 25.7.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini artırarak 7.095.25 TL nin tahsilini istemiştir.Islah dilekçesi davalıya tebliği üzerine davalı
ıslah edilen miktar yönünden zaman aşımı definde bulunmuştur.Taraflar arasındaki boşanma davasının 25.7.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Mahkemece boşanma davasının kesinleşmesi ile ıslah tarihi arasında 1 yıllı aşkın süre geçtiğinden bahisle TMK 178 maddesi gereğince ıslahla istenilen miktar yönünden zamanaşımı nedeniyle istemin reddine karar verilmiş ise de, davanın bu maddede sayılan alacak davası olarak nitelenmesi ve zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak kabulü doğru değildir. Zira yukarıda açıklandığı üzere dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olduğundan Borçlar Kanununun 125.maddelerinde belirlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Borçlar Kanununun 132.maddesinin dikkate alınması gerekir. Davalı istenilen ziynetlerin varlığını kabul etmiş ve evlilik birliği içinde bozdurulduğu ve harcandığı kabul ettiğine göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ıslaha konu miktarın zaman aşımı nedeniyle red edilmesi doğru olmadığı gibi kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün varlığı tespit edilemeyen eşyalar yönünden BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.