(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/19953 E. , 2012/27707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlali, mala zarar verme, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının 05/04/2006; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun 28/05/2010; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise 02/12/2010 tarihlerinde gerçekleştiğinin anlaşılmasına karşın, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 05/04/2010 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
I)Sanık ..."a yüklenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları bakımından yapılan incelemede;
Yakınan ..."a ait evden gerçekleştirilen hırsızlık eylemi nedeniyle yapılan soruşturma sırasında, ıslak mendil kutusu üzerinden elde edilen parmak izinin mağdur ... adına çıktığı; mağdur ...’in Batman’da bu eylem nedeniyle tutuklandığı sırada, kardeşi olan sanık ...’ın adını vermesi üzerine sanık ...’ın ifade için çağrıldığında parmak izinin kendisine ait olduğunu beyan ettiği; bu ana kadar sanık ...’ın gerçek kimliğini söylemediği; yeniden parmak izleri alındığında durumun açığa çıkacağını bilebilecek durumda olan sanık ..."ın pişmanlığından da söz edilemeyeceği anlaşılmakla, tabliğnamede sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 269/2. maddesinde hükme bağlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen bozma düşüncesi benimsenmemiş; üzerine atılı başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlendiği tarih itibariyle tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ise, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması;
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına" ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine "53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına"" tümcesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
II)Sanık ..."a yüklenen hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları bakımından yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarının gerçekleştirildiği 05/04/2006 tarihi itibariyle soruşturulmalarının şikayete bağlı olduğu ve mağdur ..."ın mahkemede alınan 25/03/2011 tarihli ifadesinde şikayetçi olmadığını beyan ettiği anlaşıldığına göre, atılı suçlar bakımından şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi;
2)Hırsızlık suçunun işlendiği 05/04/2006 tarihi itibariyle sanığın 18 yaşından küçük olduğu; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 24. maddesinin 06/12/2006 tarih ve 5560 sayılı kanunun 41. maddesi ile değiştirilmeden önceki haline göre,bu suçun uzlaşma kapsamında kaldığı; sanığın 27/01/2011 günü, Sulh Ceza Mahkemesi"nce yapılan sorgusunda uzlaşmak istediğini beyan etmesine karşın, yakınana uzlaşmak isteyip istemediği hususunun sorulmadığı anlaşılmakla; öncelikle yakınan ..."a uzlaşma hususu sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi;
Kabule göre de;
3)Hırsızlık suçunun işlendiği 05/04/2006 tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmeyerek, fazla cezaya hükmolunması;
4)5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, yalnızca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması;
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA; 20/12/2012 günüde oy birliğiyle karar verildi.