3. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/19273 Karar No: 2010/2572 Karar Tarihi: 22.02.2010
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/19273 Esas 2010/2572 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2009/19273 E. , 2010/2572 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 9.125 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davaya konu ecrimisil miktarına ve HUMK.nun 438. Maddesine göre duruşma isteminin reddi gerekmiştir. Dava dilekçesinde; davaya konu taşınmazlar da tarafların 1/2"şer oranda paydaş oldukları, davalının üçüncü kattaki dairede oturduğu, ikinci kattaki daireyi ise kiraya vererek tasarruf ettiği, davacının bu kullanıma muvafakatinin bulunmadığı ileri sürülerek, 2002 ile 2007 yılları arası için 9.125 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; 5.6.2002 tarihli noter tasdikli sözleşmeyle yanlar arasında fiili ve rızai bir taksim yapıldığı, bu taksime göre dava konusu bağımsız bölümlerin davalıya bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; taşınmaz tapu kayıtlarına göre tarafların 1/2 şer oranda hissedar oldukları, yanların kat irtifakına esas olmak üzere 5.2.2002 tarihli ve taahhütname başlıklı belgeyi düzenlemelerine rağmen kat mülkiyeti ya da kat irtifakına geçilmediği, ancak taşınmazların fiilen bu belgede gösterildiği şekilde kullanılmaya devam edildiği, bu arada davalının ortaklığın giderilmesi istemi ile dava açtığı, kabulle sonuçlanan davanın 17.04.2007 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, yanlar arasındaki fiili kullanım şeklinin bağlayıcı bir taksim sözleşmesi nedeniyle değil, karşılıklı rızaya dayalı olarak oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasında karşılıklı rızayla oluşan bu durumun ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın açıldığı tarihte bozulduğu ve davacının rızasından vazgeçtiği kabul edilerek bu tarihten sonrası için ecrimisil isteminde haklı olduğu düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken istemin tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.