Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/13181 Esas 2013/2737 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, oda kaydının geçerli olduğunun tespiti ile odaya kayıtlı olduğu tarihlerde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının ... Esnaf Odası"ndaki kaydının geçerli olduğunun tespiti ile Oda"ya kayıtlı olduğu tarihlerde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının, 06.04.1983 – 16.04.2010 tarihleri arasındaki Oda kaydı süresince Oda"da oy kullanmadığı, aidat yatırmadığı, 1986 yılından sonra farklı işlerde çalıştığı, bu nedenle fiili duruma uymayan oda kaydının geçerli kabul edilemeyeceği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile davacının 01.03.1983 – 30.03.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.03.1983 – 30.04.1984 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu, sicil kaydı bulunmadığı, davacının davalı Kurum"a ibraz ettiği sigortalılık belgelerinde oda kayıt tarihleri arasında farklılık bulunması nedeni ile Kurum kontrol memurlarınca inceleme yapıldığı, 14.04.2010 tarihli kontrol memuru raporunda; üye kayıt defterinin davacının kayıt tarihinden sonra tescil olduğu, üye numaralarının müteselsil sıra takip etmediği, davacının kaydına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığı, ayrıca davacının da elinde odaya kayıt olduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı, seçimlerde oy kullanmadığı belirtilerek davacının kaydının usulüne uygun olmadığının bildirildiği ve bu nedenle davalı Kurum"un davacının sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde oda kayıtlarını dikkate almadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece davacının vergi kaydının bulunduğu 01.03.1983 – 30.04.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği, ancak davalı Kurum vekili tarafından dosyaya sunulan 24.08.2010 tarihli cevap dilekçesinde; davalı Kurum tarafından davacının vergi kaydı bulunan sürelerde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabul edildiğinin bildirildiği anlaşılmakla, davalı Kurum"dan davacının sicil
dosyası getirtilmeden, kabulüne karar verilen sürelerde davacının davalı Kurum tarafından Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilmediği araştırılmadan, kabul ediliyor ise davanın davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.