Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4701
Karar No: 2018/17614
Karar Tarihi: 17.10.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/4701 Esas 2018/17614 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/4701 E.  ,  2018/17614 K.

    "İçtihat Metni"




    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 125/1 ve 62/1(iki kez). maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair .... 26. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/2013 tarihli ve 2011/19 esas, 2013/705 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, 5237 sayılı Kanun’un 106/1, 125/1 ve 62/1(iki kez). maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin .... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2018 tarihli ve 2017/476 esas, 2018/4 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27/06/2018
    gün ve 94660652-105-34-8750-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve 2018/58024 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında mahkemece daha önce açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ilk hükümden farklı olarak hapis cezalarının ertelenmesine karar verilmesinde,
    2- Sanığın suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunan hakaret suçunu, uzlaşma kapsamına girmeyen tehdit suçuyla birlikte işlemesi nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/3. maddesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü uyarınca, uzlaşma hükümleri uygulanamamış ise de, suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alınması nedeniyle sanığın üzerine atılı hakaret ve tehdit suçları açısından söz konusu kanun değişikliğine göre hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde
    ./..
    .2.



    zorunluluk bulunduğunun anlaşılması karşısında, mahkemesince dosyanın anılan Kanun"un 254. maddesine göre öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 125/1 ve 62/1(iki kez). maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair .... 26. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/2013 tarihli ve 2011/19 esas, 2013/705 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, 5237 sayılı Kanun’un 106/1, 125/1 ve 62/1(iki kez). maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin .... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2018 tarihli ve 2017/476 esas, 2018/4 sayılı kararının,
    1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında mahkemece daha önce açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ilk hükümden farklı olarak hapis cezalarının ertelenmesine karar verilmesinde,
    2- Sanığın suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunan hakaret suçunu, uzlaşma kapsamına girmeyen tehdit suçuyla birlikte işlemesi nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/3. maddesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü uyarınca, uzlaşma hükümleri uygulanamamış ise de, suç tarihinden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alınması nedeniyle sanığın üzerine atılı hakaret ve tehdit suçları açısından söz konusu kanun değişikliğine göre hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun anlaşılması karşısında, mahkemesince dosyanın anılan Kanun"un
    ./..
    .3.



    254. maddesine göre öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
    isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Açıklanması geri bırakılan hükümler açıklanırken ilk hükümden farklı olarak hapis cezalarının ertelenmesine karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığının ve sanık hakkında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer
    ./..
    .4.



    vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya hatalı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. CMK"nın 264. maddesinde ise, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolunun veya mercide yanılgının, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
    CMK"nın istinaf istemi ve süresi başlıklı 273. maddesinde; (1) İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu sanık hakkında 263 üncü Madde hükmü saklıdır. (2) Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar." şeklinde düzenleme yapılmıştır.

    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında, hakaret ve tehdit suçlarından kurulan incelemeye konu hükümler sanığın huzurunda ve katılanın yokluğunda tefhim edilmiş, hükümde kanun yolu süresinin sanık için kararın tefhiminden katılan için ise kararın tebliğinden itibaren başlayacağının belirtilmesi gerekirken tefhim/tebliğ tarihinden itibaren başlayacağının belirtildiği, gerekçeli kararın katılana tebliğ edildiği, sanığa yönelik herhangi bir tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."ın yüzüne karşı verilen kararda, kanun yolu başvuru süresinin gerekçeli kararın tefhiminden itibaren başlayacağının belirtilmesi gerekirken “tefhim/tebliğ tarihinden itibaren” başlayacağının belirtilmesi suretiyle yanıltıcı ifadenin kullanılması ve bu haliyle tefhimin Anayasa’nın 40/2, CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmayıp, gerekçeli kararın da sanığa usulünce tebliğ edilmemesi, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; anılan kararın sanık ..."a kanun yolu süresinin tebliğden itibaren başlayacağı şerhini ve diğer kanun yolu başvuru şeklini gösterir şerhi ihtiva eder şekilde yöntemince tebliği, istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27/06/2018 gün ve 94660652-105-34-8750-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve 2018/58024 sayılı bozma düşüncesini içeren
    ./..
    .5.



    ihbarnamesine konu hukuka aykırılıklar açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.

    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1).... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2018 tarihli ve 2017/476 esas, 2018/4 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
    2)Dosyanın, gerekçeli kararın sanık ..."a yöntemince tebliği, istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27/06/2018 gün ve 94660652-105-34-8750-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2018 gün ve 2018/58024 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesine konu hukuka aykırılıklar açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi