Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16881
Karar No: 2020/1480
Karar Tarihi: 02.03.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16881 Esas 2020/1480 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/16881 E.  ,  2020/1480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’nın 130 ada 30 ve 108 ada 104 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu Naci’ye, 130 ada 31, 108 ada 105 parsel sayılı taşınmazları davalı oğlu Naim’e, 126 ada 4, 47 parsel, 148 ada 6 ve 164 ada 17 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı torunu İbrahim’e temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı ..., ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmiştir. .
    Diğer davalılar ise, bir kısım taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, bakım ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirildiğini, satış suretiyle devredilen taşınmazların ise bedellerinin ödendiğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle 126 ada 4, 164 ada 17, 130 ada 30, 148 ada 6, 108 ada 104 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1921 doğumlu mirasbırakan ...’ın 02.02.2010 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızları;..ve davalı oğlu Naci ile kendisinden önce 2009 tarihinde ölen oğlu Naim’in eşi ... ile çocukları... kaldıkları, dava konusu 130 ada 30 ile 108 ada 104 parsel sayılı taşınmazların kadastro ile senetsizden davalı oğlu Naci adına tespit ve tescil edildiği, 130 ada 31 ile 108 ada 105 parsel sayılı taşınmazların kadastro ile senetsizden davalı oğlu Naim adına tespit ve tescil edildiği, mirasbırakanın 126 ada 4 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar ile 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını ölünceye kadar bakma akdi ile 164 ada 17 parsel sayılı taşınmazını ise satış suretiyle davalı torunu İbrahim’e, 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki diğer ½ payını ise kadastro sırasında ...’e bağış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel ... durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Öde yandan; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğinde olup;bu tür taşınmazların temlikleri,hiç bir şekil şartına tabi olmaksızın, zilyetliğin devir ve teslimi suretiyle gerçekleştirilebilmektedir. Bu itibarla da,miras bırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri yoluyla gerçekleştirilen geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.
    Somut olayda, kadastroca senetsizden davacı ... adına tespit ve tescil edilen 130 ada 30 ile 108 ada 104 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de davacı ...’nin temyizi olmadığından bu taşınmazlar yönünden verilen karar inceleme konusu yapılmamıştır.
    Ayrıca, 130 ada 31 ve 108 ada 105 parsel sayılı taşınmazlar mirasbırakanın oğlu Naim’in (bir kısım davalıların murisi) zilyetliğinden söz edilerek kadastroca Naim adına tespit ve tescil edilmiş olup mirasbırakan ile ilgisi olmadığından bu taşınmazlar bakımından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Yine, 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki ½ pay kadastro sırasında murisin bağışı nedeniyle senetsizden davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş olup, davalı ...’e devredilen diğer ½ pay yönünden de davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak, 164 ada 17 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakana ait iken 08.02.2008 tarihinde satış suretiyle, 126 ada 4 parsel ve 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki ½ pay ile 126 ada 47 parsel sayılı taşınmazlar 26.09.2008 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı torunu İbrahim’e temlik edildiği halde anılan taşınmazlar bakımından hükme yeterli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı da yoktur.
    Bir başka hususta; Anayasanın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olmak zorundadır.
    Hal böyle olunca, 164 ada 17, 126 ada 4, 47 parsel sayılı taşınmazlar ile 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payın davalı ...’e temlikinin muvazaalı olup olmadığının yukarıdaki ilkeler uyarınca ve daha önce dinlenen taraf tanıklarının da bilgilerine başvurularak, saptanması mirasbırakanın başka taşınmazları olup olmadığının belirlenmesi var ise onların da değeri tespit edilerek ölünceye kadar bakma akdi ile devredilen taşınmazların murisin mal varlığı içinde makul karşılanabilecek oranda kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına tespit ve tescil edilen ½ pay yönünden ise tenkis isteğinin de değerlendirilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacılar ve bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi