14. Hukuk Dairesi 2012/622 E. , 2012/1260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.12.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşma isteminin değer yönünden reddine karar verilip dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 181 ada 10 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 181 ada 11, 12, 16 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar 181 ada 5 parsel maliklerinden ..., 181 ada 6 parsel malikleri ... ve ... davanın reddini savunmuş,diğer malikler ise davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Mahkemece, 22.06.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde mavi renkle boyalı, 181 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden 1 numara ile gösterilen geçit alternatifi için gerekli olan geçit bedeli olan 760,84 TL"nin davacı tarafından yatırılmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olayda, dava konusu 181 ada 10 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu açıktır. Bu taşınmazın kadastro tespit tutanağının incelenmesinden 181 ada 10, 11, 12, 16 parsel sayılı taşınmazların evvelce bir bütün olduğu anlaşılmaktadır. Fiilende uzun süredir bu taşınmazlar üzerinden geçit sağlanmakta olup aleyhine geçit istenen 181 ada 11,12 ve 16 taşınmaz malikleri tarafından da geçide karşı çıkılmamıştır. Dosyaya ibraz edilen 22.06.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde bu alternatif kahverengi ile boyalı 4. alternatif olarak 181 ada 11, 12, 16 parsel sayılı taışnmazlar üzerinden gösterilmiştir. Bu itibarla, 181 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yararına 181 ada 11, 12, 16 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden 22.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda 4. no’lu güzergah olarak işaretli kesiminden geçit hakkı kurulması gerekirken yukarda yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamıştır.
Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekimştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 02.02.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.