Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/761
Karar No: 2022/4258
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/761 Esas 2022/4258 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Dereköy Köyü'ndeki bir taşınmazın kullanımında olduğu şerhin davalının murisi adına yanlış yazıldığını ve taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Ancak taşınmazın davalıya satılması sonrasında dava tapu iptal ve tescil davasına dönüştürülmüştür. Mahkeme, davalı ...'nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ve davanın Maliye Hazinesi'ne yöneltilmesi gerektiği için reddedilmesine, davalı ... yönünden ise taşınmazın satış işlemi yapılmadan önceki kullanıcısı olan davacı adına tapuya kaydedilmesine karar vermiştir. Ancak davalı ...'nun tarafsızlık yükümlülüğünün ihlal edilmesi nedeniyle vekalet ücreti belirlenmemiştir. 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışı geri alınmadıkça veya idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle yeniden yargılama yapılması gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri: 6831 sayılı Orman Kanunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 6292 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliği Kanunu.
8. Hukuk Dairesi         2022/761 E.  ,  2022/4258 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Edirne ili Uzunköprü ilçesi Dereköy Köyü çalışma alanında bulunan 162 ada 3 parsel sayılı 3425 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sütununda, ... oğlu ... ...' nun 20 yılı aşkın zamandan beri nizasız fasılasız zilyet ve tasarrufu altında bulunan taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un ilgili maddesi gereğince yapılan 19 nolu Orman Tahdit Komisyonunca aynı Kanun'un 2/B maddesi kapsamına alındığı ve komisyonca hazırlanan haritalarda XXXIII nolu parsel olarak sınırlandırıldığı belirtilerek tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına 18.07.1995 tarihinde tespit ve 30.01.1996 tarihinde tescil edildikten sonra, 2010 yılında yapılan 3402 sayılı Kanun'un Ek 4 maddesi kapsamında teknik mevzuata uygun olan veya uygunluğu sağlayan 2/B alanlarında kullanıcıları ve muhdesat sahiplerini belirlemeye yöneklik güncelleme çalışmalarında taşınmazın kaydına 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu ... ...’nun kullanımında olduğu şerhi konulmuş ve bilahare 6292 sayılı Kanun uyarınca 04.10.2013 tarihinde 37/60 hissesi ...’ya satılarak bu kişi adına tescil edilmiş, kalan 23/60 hisse ise Maliye Hazinesi üzerinde bırakılmıştır.
    Davacı ... vekili, Uzunköprü ilçesi Dereköy Köyü 162 ada 3 parsel taşınmazın beyanlar hanesinde “... oğlu ... ...’nun kullanımındadır” şerhinin bulunduğunu, hatalı olarak davalının murisinin adının yazıldığını, taşınmazın kadastrodan önce de sonra da müvekkili olan davacının babası ... ve davacı tarafından davacıya ait 5 ve 6 parsellerle birlikte bir bütün halinde kullanıldığını, davalının kötüniyetli olarak Hazineye başvurduğunu ve adına işlem yaptırdığını ileri sürerek, taşınmazdaki davalının murisi adına olan şerhin iptali ile davacının kullanımında olduğu şerhinin beyanlar hanesine tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmış ve yargılama sırasında davacı ... ve vekili 18.03.2014 tarihli celsede, davaya yeni malik ... aleyhinde tapu iptali ve tescil davası olarak devam etmek istediklerini beyan etmişlerdir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne ve Edirne ili Uzunköprü ilçesi Dereköy Köyü Tavşantepe mevkii 162 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan 37/60 hisse tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından esasa, davalı ... vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, tapunun beyanlar hanesindeki kesinleşmiş kullanıcı şerhinin iptali istemiyle açılmış olup, yargılama sırasında davacı ve vekilinin 18.03.2014 tarihli celsedeki beyanları doğrultusunda, 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil istemine dönüştürülmüştür.
    Mahkemece, tüm tanıkların, mahalli bilirkişilerin ve zabıt mümzii tanıkların beyanlarından dava konusu taşınmazın davacının babası ... ...'ın kullanımında olduğu, o ölünce davacı tarafından kullanıldığı, ... ... ve ... ... mirasçısı olarak taşınmazı 2-B yasası ile satın alan davalı ...'nun taşınmazı geçmişte ve dava tarihine kadar ekmediğinin anlaşıldığı, davalı ... taşınmazı üzerindeki şerh ile Maliye Hazinesi’nden aldığından ve dava açılırken de davalı olarak gösterildiğinden davadan haberdar olduğu ve bu nedenle iyi niyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden ise, pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, taşınmazın ilk dava açıldığı tarihteki malikinin Maliye Hazinesi olduğundan Maliye Hazinesi’ne yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

    ise de, davalı ... yönünden işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş olması ve davalı ... yönünden ise, davanın reddine karar verildiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doru görülmemiştir.
    1. Davalı ...' nun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem, idari işlem niteliğinde 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satış işlemi olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
    Somut olaya gelince; davacı, eldeki davayı 15.05.2013 tarihinde açmış olup, dava konusu 162 ada 3 parselin 37/60 hissesi 6292 sayılı Kanun uyarınca 04.10.2013 tarihinde davalı ...’ya satılarak tapuda adına tescil edilmiştir. Davacı davayı, davalıya yapılan satış işleminden önce şerhe yönelik olarak kullanıcı şerhinin iptali istemiyle açtıktan sonra, yargılama sırasında taşınmazın 37/60 hissesinin davalı ... ...' ya satılması üzerine 18.03.2014 tarihinde verdiği beyanla, davasını tapu iptal ve tescile dönüştürmiş olup, dosya kapsamından idari işlem niteliğindeki bu satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
    2. Davalı ...' nün temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı ... aleyhine açılan dava, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olup, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine, davanın nitelendirilmesi de dikkate alınarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiştir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, belirtilen gerekçelerle davalı ... yönünden davanın reddine; davalı ... yönünden ise, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine, 09.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi